22 çocuk doğurdu

22 çocuk doğurdu

KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

Kars’ın Selim ilçesinin Gürbüzler köyünde oğlu Akın Yıldırım ile yaşayan 93 yaşındaki Rukiye Yıldırım nine 22 çocuk doğurdu. “Yerden arpa toplayıp yiyorduk” diyen Rukiye Nine ekmek bile bulamadıkları günleri yaşadıklarını da ifade ederek evlatlarına, torunlarına bol bol dua edip hayırlı ömürler diledi.

ÖRNEK ANADOLU KADINI

İşte Anadolu’nun çilekeş kadınları; ekmek bile bulmanın zor olduğu dönemlerde yerden arpa toplayarak çorba yapan kadınlar. Yokluklar içinde kalabalık nüfusla yaşamış kendileri okuyamamış ama çocuklarını okutmuş, vatana evlat yetiştirmişler. 22 çocuk doğurmak, onlara bakmak, ekmek mücadelesi vermek hiç de kolay değildir elbette. Eli öpülesi annelerimiz şimdi vatana emanet ettikleri evlatlarının, torunlarının sağlıklı yaşamaları için dua ediyorlar. Ağızlarından düşmeyen sevdaları, dillerinden eksik etmedikleri dualarıyla daha müreffeh bir vatan diliyorlar. Nasırlaşmış ellerini yarada açarak ülkenin bekası, gelişmesi ve yarınlara taşınması için mücadele ediyorlar. Selim ilçesinin Gürbüzler köyündeki Rukiye Nine de örnek bir Anadolu kadını olmasıyla biliniyor. Çektiği önce sıkıntıya rağmen bunları dert edinmeyen yokluk içinde bile varlık mücadelesiyle ayakta duran bir nine.

YOKSULLUĞA RAĞMEN ÇOCUKLARINI OKUTMUŞ

Akın Yıldırım, “Annemiz 22 çocuk annesidir. 10 çocuğu hayata veda etmiş 12 çocuğu halen yaşamakta. Ben köydeyim diğer kardeşlerim gurbetteler. Çok fakirlik çekmişler, yoksulluk çekmişler. Çocukları hep yoksullukla okutmuş, büyütmüş. Eskiden biçin yok, tırpan falan yok. Elleriyle yolup getirirlermiş. Orak ile biç erlermiş.” dedi.

TEREYAĞI, SARI YAĞ, PEYNİR, SARIMSAK, SOĞAN, KIRMIZI ET YERDİ

Rukiye ninenin eskiden bugüne kadar tereyağı, sarı yağ, peynir, sarımsak, soğan, kırmızı et yiyerek geldiğini ifade eden Akın Yıldırım, “Bunlarla büyümüşler. Yokluk varmış ama organik beslenmişler. Bugün bile çarşıya gittiğimde annem benden kırmızı et istiyor. Halen daha bu ürünlerden yiyor. Kendisi bugüne kadar ALLAH’a şükür sağlıklı geldi, görmesinde de bir sıkıntı yok. Bizlerin bile uzakta göremediklerimizi görebiliyor.” diye konuştu.

YERDEN ARPA TOPLAYIP YİYORDUK

 “22 çocuk dünyaya getirdiniz peki bu zor olmadı mı?” sorusuna “Yok zorlanmadım.” diyerek cevap veren Rukiye nine, “Allah büyüktür (Amennah) Hep köyde yaşadım. O zamanlar yiyecek bile zor bulunuyordu. Yerden arpa toplayıp yiyorduk. Nüfus kalabalık. Tarlaya gidiyorduk, Ot topluyorduk. Ekmek bile bulamıyorduk.” Diyerek o günlerden bu günlere kolay gelinmediğine dikkat çekti.

BABASININ HAYRINA EBELİK YAPARDI KİMSEDEN PARA ALMAZDI

Ottan ilaç yapıyordu. 15 yıl önce Van'dan gelen sağlıkçı öğrenciler annemden bitkiler hakkında bilgi aldılar. Annem hem diş çekerdi hem de ebelik yapardı. Ayrıca çocuğu olmayanlara da ilaç yapardı çocukları olurdu. Bitkiyle ilaç yapardı. Çok kişiye iyiliği oldu. Örneğin bakardı ‘Senin çocuğun olmaz” dedi olmazdı. Annem beyin felci geçirdi 6 sene önce 20 gün yoğun bakımda kaldı şimdi biraz konuşmakta zorlanıyor. Ondan önce bomba gibiydi, Uzağı görmesi bile süper. Çok da güzel türkü söylerdi. Yoğurt yedi, sarımsak yedi, soğan yedi kırmızı et yedi. Torunları da kendisine benziyor. İlaç yardı kimseden de para falan almazdı hep hayrına yapardı. Babasının hayrına, kendi hayırlarına yapardılar. Yürümesinde de bir sıkıntı yok. Kendi ihtiyacını kendisi karşılar. Gider-gelir” şeklinde konuştu.

YAYLANIN MUHTARIYDI

Muhtar Yasin Aydoğdu da nineyi ziyaret ederek elini öptü ve ninenin bugünlere kolay gelmediğini söyledi. Muhtar Aydoğdu, “Eskiden çarık giyerdiler. 22 çocuk doğurmuş. Bunların çektiğini kimse çekmedi. Her her türlü yoksulluk çekti. Kendisi de benim halamdır. Eskiden ebelik yapardı. Diş de çekiyordu. Çok zorluk çektik. Evet böyle muhtar olmama bakma. B en köyde hayvan bile güttüm. Sırtında odun getirirdi, yaylaya çıkardık. Yaylamız bu terör nedeniyle kapatıldı 1992 yılında o sırada yaylayı terk ettik. Nenemiz yaylanın muhtarıydı bize sahip çıkan bu idi. At binerdi, öküz koşardı. Örnek bir Osmanlı kadınıydı. Çok çalışkandı. Nenemiz güçlü bir kadındı ama yaş nedeniyle biraz çökmüş. Hastalıktan sonra biraz düştü.” İfadelerini kullandı.

ÖKÜZ ARABASIYLA TAŞ GETİRİRDİ

Rukiye ninenin öküz arabasıyla taş getirdiğini de aktaran Muhtar Yasin Aydoğdu, şunları söyledi:

“Şu gördüğünüz evlerin duvarları bile ninemizin öküz arabasıyla getirdiği taşlarla yapılmıştır. Eski bina. Bunu hep kendi gücüyle yaptı. Tırpan biçerdi, dirgenle ot atar, tırmık çekerdi. Şimdi kadınlar yapar mı nerede o günler. Bunlar tırmıktan dirgenden gelir doğumu evde yapardılar. Doktor ne gezerdi, hekim ne gezerdi. Kim götürürdü? 22 tane çocuk doğurmuş. Yerde arpaları toplar gelir çorba yaparmışlar. O tarihte öyle yaşamışlar tam bir Osmanlı ninesi. Bunların çektiğini şimdikiler çekse evde bile durmazlar. Oğlu iyi buna bakıyor. Allah razı olsun. Gerçekten bunların çok emeği var. Vatana, millete, çocuk yetiştirmiş asker etmişler. Yol yok, araba yok nasıl gidecektik şehre. Ninemiz diş çekerdi hem de morfinsiz. Çocuğu olmayanlara  ilaç yapardım. Çocuklarının hepsini bu evde doğurdu ve büyüttü. Çıra yakardılar, fanos yakardılar. Çıranın isi yüzümüze vururdu.”  

(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA)  / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.