Balı şekerle desteklemek zehir etkisi yapar

Kars Arı Yetiştiricileri Birliği’ne kayıtlı arıcılara yönelik Carrefour-Sa tarafından Kars Belediyesi salonunda eğitim semineri düzenlendi.

Balı şekerle desteklemek zehir etkisi yapar

KAFKAS HABER AJANSI

Ardahan balının coğrafi işaret alması ve daha kaliteli ve daha hijyenik bir şekilde üretilmesiyle birlikte Carrefour-Sa raflarında yerini alması amacıyla düzenlenen seminere katılan Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, “Pancarın içerisindeki şeker doğaldır. Dolayısıyla pancardan saf şekeri çıkardığında o bir kimyasal maddedir ve sizin vücudunuz da onu tanımaz arının vücudu da onu tanımaz. O vücudu tahrip eder, zehir etkisi yapar.” dedi.

Kars’ta arı yetiştiricilerine yönelik eğitim semineri verildi.

Kars Arı Yetiştiricileri Birliği’ne kayıtlı arıcılara yönelik Carrefour-Sa tarafından Kars Belediyesi salonunda eğitim semineri düzenlendi. Ardahan balının coğrafi işaret alması ve daha kaliteli ve daha hijyenik bir şekilde üretilmesiyle birlikte Carrefour-Sa raflarında yerini alması amacıyla düzenlenen seminere katılan Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, “Pancarın içerisindeki şeker doğaldır. Dolayısıyla pancardan saf şekeri çıkardığında o bir kimyasal maddedir ve sizin vücudunuz da onu tanımaz arının vücudu da onu tanımaz. O vücudu tahrip eder, zehir etkisi yapar.” dedi.

Kars balının coğrafi işaretleme projesi ile 2013 yılında Kars Arıcılar Birliği yönetim kurlu üyeleri Adem Ertaş ve Fuat İncesu Serhat Kalkınma Ajansı’na proje hazırlayarak Hacettepe Üniversitesine Kars balının polen ve balın özeliklerini ayrıştırarak Kars balını Türkiye’de marka haline getirerek layık olduğu değere kavuşturması için çalışma yaptılar. Kars arıcısının baldan para kazanarak kaliteli Kars balı üretimini sürdürmesinin amaçlandığı çalışmada Hacettepe’nin yaptığı analizlerin sonuçlarının güzel çıkması sonucunda Kars Arıcılar Birliği yaptığı girişimler sonucunda coğrafi işaretleme ve tescil işlerini takip ve sonuca götürmek için bir adım daha attı. Kars Kafkas Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Mitat Şahin’den yardım istendi ve Şahin, çok yoğun işlerine rağmen buna kayıtsız kalmadı. Daha önce Kars kaşarı için yapmış olduğu coğrafi işaretleme tecrübesinden faydalanarak Kars balının coğrafi işaret alması için çalışmalar hızlandırıldı. Kars kaşarı için coğrafi işaretleme ve pazarlama işinde aktif rol alan ve halen takip eden Boğatepe Çevre Yaşam Derneği Başkanı İlhan Koçulu ve Prof. Dr. Mithat Şahin’in yaptıkları girişimler neticesinde Kars kaşarını ve balını Caraffur-SA’nın raflarında satışı için girişimlerde bulundular. Caraffur-SA, coğrafi işaretlemesi tescili bitmeden Kars arıcısına eğitim amaçlı kaliteli bal üretmeleri için Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu’ya eğitim semineri yaptırıp arıcıların aldığı eğitimle daha verimli ve kaliteli bal üretmeleri ve arıcıların ürettiği balı satın alarak raflarında satışa sunmayı hedeflediler.

Kars kaşarının coğrafi işaret almasından sonra bal içinde aynı çalışmanın sonuca ulaşması adına verilen eğitim seminerlerinde Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu ile arıcılara eğitim verilerek bilgilenmeleri sağlandı.

Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, arıyı tamamen şekerle beslemenin yanlış olduğunu ifade ederek “Pancar neden faydalıdır? Çünkü pancarın içerisindeki şeker doğaldır. Dolayısıyla pancardan saf şekeri çıkardığında o bir kimyasal maddedir ve sizin vücudunuz da onu tanımaz arının vücudu da onu tanımaz. O vücudu tahrip eder, zehir etkisi yapar, karaciğerin üzerinde ok olumsuz etkileri vardır, vücudun bütün dengelerini bozar. Ama ar onu çiçekten aldığı zaman son derece faydalı olmakta” dedi.

Olabildiğince doğala dönmek zorunda olduğumuzu ve doğal besinle beslenmek zorunda olduğumuzu belirten Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, “Tüketiciye bal yemenin avantajlarını anlattığımız zaman şeker yediğinde sağlığını kaybettiğini bel yediğinde ise şeker yemekle kaybettiği sağlığını geri kazandığını anlatmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

Şekerin insan sağlığı için en büyük tehditlerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, “Şeker bir yandan obezitenin temel nedenlerinden bir tanesi bir yandan karaciğer enzimlerinin özellikle karaciğerin onu parçalamak için gerekli olan enzimleri üretirken tahrip olması, karaciğerdeki dejenerasyonun oluşması bakımından şeker özellikle nişasta bazlı şekerler şu anda dünyada glikoz şurupları yüksek fruktoz şurupları adı altında satılan şuruplar vesaire bunlar toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit eden sorunlardır. İnsanları şeker yemek yerine bal yemeğe davet ediyoruz. Çünkü şeker, insan organizmasının sonradan tanıştığı bir şey. Buna alışması da mümkün değil. Şeker doğal olarak balda, meyvelerde hatta pancarda bir besindir. Ancak siz bunu çıkardığınız zaman artık bu kimyasal maddedir ve vücut tarafından tanınmaz tehlikeyi olmaya başlar. Onun yerine doğal olarak şekerleri almak gerekiyor. Bunun da bal temel kaynağıdır.” diye konuştu.

Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu baldaki şekerlenme ilgili de “Şekerlenme dediğimiz balın aslında doğal olarak baldaki glikoz baldaki fruktoz meyve yapısındakilerdir onlar sentetik olarak elde edilenler değil. Bunlar son derece faydalıdır. Ve baldaki glikoz fiziksel olarak belirli bir süre sonra koşullara bağlı derecede kristalize olur. Tabi kristaller iri şeker tanesi gibi algılandığı için buna şekerlenme denir. Bunu sanki sahteymiş gibi algılarlar sanki şeker katılmış gibi algılarlar. Aslında bu yanlıştır. Doğal bal, özellikle bu bölgenin balları hızlı bir şekildi kristalize olur ve katılaşmaya başlar. Bunu gören vatandaşlar aslında bu balın hileli olduğunu düşünmek yerine sağlık açısından kullanımının ve hazmının daha kolay olması bakımından bu şekilde kristalize olmuş donmuş balları tercih etmesi gerekir. Şekerlenme balın doğal fiziksel olayıdır. Biz kristalizasyon diyoruz. Ama zaten bal şekerden üretildiği zaman kristalize olmuyor. Yani bu bölgede bir insan bu zamanlarda sıvı bir bal yemişse bu balın ya sahte olduğunu bilmek zorunda yada ısıtıldığını bilmek zorunda. Yani kendi haline bıraktığın zaman bu bölgenin balları zaten kristalize olur. Kristalize olmuşsa şu zamana kadar bu son derece doğal olduğu anlamına geliyor. Olmamışsa ona şüpheyle bakmak lazım. Yani ya onu glikoz gibi fruktoz gibi şuruplardan elde etmiştir veyahut da doğal balı hakiki balı ısıtmıştır bu da ısıtıldığı için önemli derecede değer kaybına uğramış demektir.”

Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu daha sonra şunları söyledi:

“Sadece arının çok ihtiyaç olduğu bazı dönemlerde doğal pancar şekeriyle takviye amaçlı baharda besleme yapılmasını tavsiye ediyoruz. Bu tabi arının daha sonraki sezonda sağlıklı olup açlığı giderip üretim yapmasına katkıda bulunduğu için kabul ediyoruz. O sırada da doğada polen varsa zaten o aman vermiş olduğunuz şekerin zararı olmuyor. Ama arıyı şeker verip de beslemeye çalışmak yani temel besin maddesini şekerden yapmak veyahut da şekerden ona bal yaptırmak onu da insanlara ve arının tüketimine sunmak hem insan için hem de arı için son derece zararlıdır.”

Kars Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mitat Şahin de “Kars balı için 2012 yılında coğrafi işaret başvurusunu yapmış ama henüz sonuçlanmamıştır. 2016 yılı Aralık ayında yeniden coğrafi işaret başvuru dosyası tarafımdan hazırlanarak patent enstitüsüne başvuruldu. 2018 yılının ilk çeyreğinde coğrafi işaret alacağımızı umuyoruz. Çünkü dosyamızda çok önemli eksiklikler yok. Ufak tefek eksiklikler var. Bunları tamamladıktan sonra coğrafi işareti alacağız. Coğrafi işaret aldıktan sonra aslında altını doldurmak çok daha zor, daha meşakkatli ve çalışılması gereken konulardır. Bir ürünü coğrafi işaret almakla kalkınmayı sağlayamazsınız. Ancak coğrafi işaretle kalkınmayı sağlamak için yerel aktörlerin çok aktif olması gerekiyor, kolektif hareket etmeleri gerekiyor. Coğrafi işarette üreticilerin eğitimi, ürünün kalitesinin korunması, artırılması ve denetimi yerel aktörler tarafından yapılmalıdır. Diğer bir özellik; pazarlamada ve tanıtımda özellikle resmi olmayan devlet kurumları, şirketler olabilir pazarlamacılar olabilir büyük kuruluşların pazarlamada yardımcı olması gerekiyor, ürüne sahip çıkması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

KARPURSA Gıda Kategori Grup Müdiresi Serap Demirtaş da, “Carrefoursa olarak arıcılık mesleğini gelecek kuşaklara taşımak üzere buradayız. Bu 3 günlük eğitimin sonunda katılımı sağlayan arkadaşlarımız sertifika alacaklar. 18-45 yaş aralığında minimum 30 kovanı bulunan ve uygun üretim yapabilen üreticilerle çalışmak istiyoruz. Buradaki asıl amacımız bu topraklardan kazandıklarımızı tekrar bu topraklara bırakmak. Bu mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını çok önemsiyoruz ve bu konuda hep birlikte el ele üreticilerimizle birlikte gitmek için buradayız.” dedi.

Kars Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fuat İncesu ise, “Carrefoursayla yürütmekte olduğumuz eğitim toplantısındayız. Bir marka olan Kars balını inşallah bundan sonraki süreçte Carrefoursa bulunması için öncelikle çiftçilerimizi bir eğitime tabi tutuyoruz. İlerleyen zamanda ürettikleri ürünleri, kaliteli ürünlerini Carrefoursa raflarında tüketiciye sunmayı amaçlıyoruz.” ifadesini kullandı.

Kars Ziraat Odası Başkanı Adem Ertaş ise Kars kaşarında alınan coğrafi işaret ünvanını balda da almaya gayret ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

“İnşallah balda da bunu başarırsak Kars’ta sal ve arıcılık istihdamı konusunda para kazanabilecek genç bir nesil yetiştirip alternatif çiftçilik ürünlerinin içinde kattırmayı hedefliyoruz. Kars balının da böylelikle gerçek değerinde satışını elde etmeyi amaçlıyoruz. Bu eğitim 3 gün sürecek ve arıcılarımız aldıkları bu eğitim neticesinde birer sertifika sahibi olacaklardır. Bu eğitime katılmış olan çiftçilerimizin coğrafi işaretleme bittikten sonra ballarını da Carrefoursa alımını taahhüt etmekte.”

(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) – KAFKAS HABER AJANSI
22.11.2017 22:13:42