Hemhal Ayı Geldi
KAFKAS HABER AJANSI
Kafkas Haber Ajansı (KHA) Yazarı , Dolunay Derneği Başkan yardımcısı, Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak’ın, “Hemhal Ayı Geldi” yazısı:
Günler, aylar, yıllar deriz…
‘Daha dün idi bir Ramazan ayını uğurlayışımız. Ne kadar da çabuk geçiyor günler! Bir su misâli akıp gidiyor’ diyoruz değil mi?
Şimdi geldi bir Ramazan daha. Kavuşturana şükürler olsun.
Mümkün müdür günleri tutabilmek? Ya da gidenleri geri getirebilmek?
İnsanın üzerinde durması gereken en önemli şeylerden birisi de işte bu zaman dilimidir. Zîra onunla kazanılacak âhiret âlemi. O sonsuz ve ebedî hayat. Bu anlamda o, nakitlerin en kıymetlisidir. Eskilerimizin ”vakit nakittir” demeleri de bundan olsa gerek. Hasan-ı Basri hazretleri öyle dermiş:
-Sahabe-i Kiram sizin nakde verdiğiniz değerden daha fazla vakte değer verirdi.
Bizim halimiz ne olacak bilmiyoruz. Hep nakit yani para, dünyalık, makam vs.
Ramazan ayı, Kur’an ayıdır. İnsanlığı hidayete götürme vazîfesiyle gönderilen Kur’an, bu ayda nâzil olmuştur. Zaten Ramazan ayının şerefi, kıymeti ve bereketi de O’ndan gelmektedir. Rabbimiz bu gerçeği şöyle ifade buyurur:
”O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hakkı bâtıldan ayıran, hidâyet rehberi açık deliller halinde bulunan Kur’an o ayda indirildi.” (2 Bakara 185)
Hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’a tâbî olmak, insanın hem dünyasını ve hem de âhiretini tanzim etmiş olacaktır. Bu ise arzu edilmesi ve hedef olarak belirlenmesi gereken yegâne hakîkattir. Biz insanlar böylesine büyük bir kıymeti göz ardı etmek sûretiyle yaşıyorsak, kendimize ne denli büyük bir zulüm yaptığımızı çok iyi bilmeliyiz.
Öyle ya; insan niçin geldi bu dünyaya?
* * *
Ramazan ayıyla insan hem bedenen ve hem de rûhen yenilenir âdeta. Maddî bünyede nice güzel olgular meydana gelirken, gönül dünyasında da farklı ve tatlı hissiyatlar yaşanır. Bu da insanın maddeden ibaret olmadığını açık ve net olarak ortaya koyar. Belki aylardır yaşamadığı, âdeta unuttuğu kalbî lezzetleri bu günlerde yaşar insan.
İnsan böylesi bir ruh dünyasına oruç ibadetiyle adım atar.
Aç ve yetimleri gördükçe gönüldeki rikkati artar.
Onlara kol-kanat germe çabasıyla verebilmenin, o en güzel ayrıntılarına kulaç atar.
Varmış olduğu secdelerle kul olmanın şuurunu yakalar.
Sonra da şükretmenin ya da şükretmek gerektiğinin özellikle altını çizer.
Ve gafletine, Rabbini ve nîmetlerini unutup da, gelip geçici, aldatıcı dünya meşgalelerine acı bir tebessüm atfeder.
İşte böylesine güzel günlerden ibarettir Ramazan Ayı.
Mübarek olsun bu bereketli ayınız. Cenâb-ı Hakk ondan azamî derecede istifade etmeyi nasîb eylesin!.. Acılarla dolu olan İslâm dünyasına da, küfrün zulmünden kurtulmayı lûtfeylesin!.. (Âmin!)
Günler, aylar, yıllar deriz…
‘Daha dün idi bir Ramazan ayını uğurlayışımız. Ne kadar da çabuk geçiyor günler! Bir su misâli akıp gidiyor’ diyoruz değil mi?
Şimdi geldi bir Ramazan daha. Kavuşturana şükürler olsun.
Mümkün müdür günleri tutabilmek? Ya da gidenleri geri getirebilmek?
İnsanın üzerinde durması gereken en önemli şeylerden birisi de işte bu zaman dilimidir. Zîra onunla kazanılacak âhiret âlemi. O sonsuz ve ebedî hayat. Bu anlamda o, nakitlerin en kıymetlisidir. Eskilerimizin ”vakit nakittir” demeleri de bundan olsa gerek. Hasan-ı Basri hazretleri öyle dermiş:
-Sahabe-i Kiram sizin nakde verdiğiniz değerden daha fazla vakte değer verirdi.
Bizim halimiz ne olacak bilmiyoruz. Hep nakit yani para, dünyalık, makam vs.
Ramazan ayı, Kur’an ayıdır. İnsanlığı hidayete götürme vazîfesiyle gönderilen Kur’an, bu ayda nâzil olmuştur. Zaten Ramazan ayının şerefi, kıymeti ve bereketi de O’ndan gelmektedir. Rabbimiz bu gerçeği şöyle ifade buyurur:
”O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hakkı bâtıldan ayıran, hidâyet rehberi açık deliller halinde bulunan Kur’an o ayda indirildi.” (2 Bakara 185)
Hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’a tâbî olmak, insanın hem dünyasını ve hem de âhiretini tanzim etmiş olacaktır. Bu ise arzu edilmesi ve hedef olarak belirlenmesi gereken yegâne hakîkattir. Biz insanlar böylesine büyük bir kıymeti göz ardı etmek sûretiyle yaşıyorsak, kendimize ne denli büyük bir zulüm yaptığımızı çok iyi bilmeliyiz.
Öyle ya; insan niçin geldi bu dünyaya?
* * *
Ramazan ayıyla insan hem bedenen ve hem de rûhen yenilenir âdeta. Maddî bünyede nice güzel olgular meydana gelirken, gönül dünyasında da farklı ve tatlı hissiyatlar yaşanır. Bu da insanın maddeden ibaret olmadığını açık ve net olarak ortaya koyar. Belki aylardır yaşamadığı, âdeta unuttuğu kalbî lezzetleri bu günlerde yaşar insan.
İnsan böylesi bir ruh dünyasına oruç ibadetiyle adım atar.
Aç ve yetimleri gördükçe gönüldeki rikkati artar.
Onlara kol-kanat germe çabasıyla verebilmenin, o en güzel ayrıntılarına kulaç atar.
Varmış olduğu secdelerle kul olmanın şuurunu yakalar.
Sonra da şükretmenin ya da şükretmek gerektiğinin özellikle altını çizer.
Ve gafletine, Rabbini ve nîmetlerini unutup da, gelip geçici, aldatıcı dünya meşgalelerine acı bir tebessüm atfeder.
İşte böylesine güzel günlerden ibarettir Ramazan Ayı.
Mübarek olsun bu bereketli ayınız. Cenâb-ı Hakk ondan azamî derecede istifade etmeyi nasîb eylesin!.. Acılarla dolu olan İslâm dünyasına da, küfrün zulmünden kurtulmayı lûtfeylesin!.. (Âmin!)
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI
15.05.2018 23:16:21