Hocalı
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Dolunay Derneği Engelliler Birim Başkanı Kafkas Haber Ajansı (KHA) Yazarı Faruk Ocak’ın, “Hocalı” hazısı:
Hocalı... Yüreğim yaralı...
Kaçımız bununla alakalı...
26 Şubat, Hocalı Katliamı'nın yıldönümüydü. Orada katledilen vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ve bu katliamı yapanları da sonsuza kadar lanetliyorum.
Televizyonlarda, gazetelerde, haber sitelerinde ne kadar yer aldı Hocalı ve orada katledilenler ne kadar anıldı?
Yedi Kocalı Hürmüzleri seyrederiz de bugün ne giyeceğimizi, nasıl tarz olacağımızı iyi biliriz de Hocalı Katliamı'nı bilmeyiz.
26 Şubat'ta Hocalı'yı, ülkemin hiçbir ekranında, gazetesinde, yerinde -istisnalar hariç- görmeyiz.
Hocalı Katliamı; Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ Bölgesi'ndeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.
Milleti Sadıka'ymış vaktinde Osmanlının içinde Osmanlıya en yakın...
Yediğimiz içtiğimiz birken bazıları kirli çıkın!
20. yüzyılın en vahşi katliamlarından belki de ilki...
Ahmet ARİF diyor ya:
"Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da."
Erkeklik nerede?
Hocalı Katliamı'yla ilgili şahitlerin sözleriyle anlatılan iki vahşetten bahsedeceğim.
Hamile bir kadın elleri bir ağaca arkadan bağlı...
Başında iki Ermeni askeri...
Askerler yazı turada...
Anne karnındaki bebeğin erkek mi kız mı olduğu yazı turası...
Elbisesi yırtık annenin, ayakları çıplak...
Gözlerinde korku imparatorluğu var.
Bu korku kendisine olacaklardan çok karnındaki meleğe bir şey olacak korkusu ve endişesi...
Korkulan başa geliyor.
Ermeni askerler anne karnındaki bebeğin cinsiyeti üzerine iddiaya girer: 'Kız mı, oğlan mı?' diye.
Askerlerden biri, elindeki kasaturayla hamile kadının karnını yarar canlı canlı ve çocuğu çıkartır annesinin karnından.
Bakar bebeğe hemen ve diğerine der ki: 'Sen kazandın yoldaş!'
Yazı turayı kazanan asker de: 'Ben kazandım kazanmasına da bu bebeğe kim bakacak?' der.
Asker bu kez kasaturayı bebeğin kafasına geçirir ve annesinin göğsüne yapıştırır. 'Çocuğa meme ver!' diye de dalgavari haykırır.
Siz vahşiyi yabanda aramayın, canavarı tenhada bilmeyin!
Vahşiyi insanların içinde arayın.
Bunu yapanlar insansa biz neyiz demek istiyorum, biz insansak eğer o zaman bunu yapanlar ne?
Anlatılan ikinci vahşet ise şu:
Tek kale futbol maçı oynamak ister Ermeni askerler.
Katledilmiş iki Azeri kadının başları bedenlerinden kopartılarak kale direği niyetine yere bırakılır.
Tek kale maç yapacak olan askerler kale direğini hallettikten sonra top oynamak için saçları kazınmış Azeri bir çocuk ararlar.
Ve saçları kazınmış bir erkek çocuğu bulunca hemen kafasını keserler ve o kesik kafayı top yapıp oynarlar.
23 yıl oldu bunlar yaşanılalı.
Bu dünyada...
Bu çağda!
Daha niceleri; kadını kızı, erkeği çocuğu tamı tamına 613 kişi resmi olanı...
Resmi olmayanı bilinmiyor.
Katledildi hemen.
Önce Hocalının havaalanı kullanılamaz hale getirilir. Sonra şehir ablukaya alınır.
Rus destekli Ermeni askerleri önüne geleni; yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek diye ayırmadan katlederler.
İnsanları canlı canlı yüzerler.
Hızar ve testerelerle çeşitli uzuvlarını keserler.
Bugün İŞİD'in yaptığı kesmelerin beterini 23 yıl önce hem de daha beterini Ermeniler yapar.
Sepetlere kesilmiş kafa doldururlar.
Gülüp oynarlar, içip eğlenirler.
Bugünlerde Rusları dost bellemeye çalışanlar aldanmasınlar sakın, Rus'tan dost olmaz!
Sürekli Türkiye düşmanlığı empoze edilen Ermeni nesli...
Haritalarında vatan toprağımızdaki bazı yerleri kendilerininmiş gibi göstermeleri...
Bayraklarında Ağrı Dağı'nın resmi...
Canavar nasıl yetiştirilir, düşmanlık nasıl alevlendirilir ve insanlar nasıl da hunharca öldürülür, görün.
26 Şubat 1992'de bütün dünyanın gözü önünde - resmi olan- 613 Azerbaycan Türk'ü Ermeni askerlerince vahşice katledildi.
Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.
Onlarca hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.
İnsan olan bu hazin tablo karşısında gözyaşlarına boğulur ve dua eder insanlık için.
Önce kimse inanmaz anlatılanlara.
Fakat Hocalı'ya gidenler korkunç gerçeği bizzat yerinde görürler.
Emsali olmayan katliam...
Ermeniler, şehitlerimizi özel bir acımasızlıkla, gözlerini oyarak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştür.
Küçücük çocukların gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve insanlarımız diri diri toprağa gömülmüştür.
Hatta şehitlerin bir çoğunun cesetleri yakılmıştır.
26 Şubat'ta ne yaptınız diye sorsam ülkem insanlarına ne cevap alırım acaba?
Gezdiniz, yediniz, içtiniz, güldünüz.
Hayat devam ediyor elbette.
Lakin size yapılanı unutursanız yarın tekrarı olduğunda geç kalmış olursunuz.
Hocalı...
Yüreğim yaralı...
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
18.01.2020 21:19:00