Korona Döneminde Kiracılık İlişkileri
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Av. Burcu Soylu’nun, “Korona Döneminde Kiracılık İlişkileri” yazısı:
Yeni normalimiz olan pandemi sürecinde gerek kiracılar gerekse ev sahipleri arasında anlaşmazlıklar
daha çok gündeme gelmeye başladı. Kiracı, kiramı ödemeyi erteleyeyim ama evden de çıkmayayım
derken; ev sahipleri ise tek geçiminin kira olduğunu ileri sürerek kira bedellerini tahsil etmeye çalıştılar.
Hal böyle olunca da taraflar arasındaki anlaşmazlık sayısındaki artışlar kaçınılmaz oldu. Peki bu
durumda kiracı ve ev sahibi neler yapabilir, hangi haklara sahiptir?
- Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü şekilde yapılabilir. Yazılı veya sözlü olan kira sözleşmesinin
hükümleri taraflar arasında her zaman değiştirilebilir, aksi kararlaştırılabilir. Bu nedenle
pandemi sürecinde kira sözleşmeleri kendi içinde değerlendirilmelidir. Covid-19 salgını kira
sözleşmeleri açısından değerlendirildiğinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi kabul
edilen, öngörülmesi ve karşı koyulması mümkün olmayan bu salgınının bir mücbir sebep teşkil
ettiğini düşünmekteyim. Nitekim Yargıtay, çeşitli kararlarında salgın hastalıkların bir mücbir
sebep olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda Koronavirüs pandemisi bir mücbir sebep teşkil
ettiğinden, eğer taraflar sözleşmede mücbir sebep halini kararlaştırmamışlarsa, borçlu aşırı ifa
güçlüğü hükümleri uyarınca sözleşmeyi uyarlama bu mümkün değilse dönme hakkına sahiptir.
Nitekim pandemi başladıktan sonra yapılan kira sözleşmelerinde, öngörülmeme halinden
bahsedilemeyeceğinden aşırı ifa güçsüzlüğü hükümlerinden yararlanılamayacaktır. Bu nedenle
pandemi döneminden sonra imzalanan kira sözleşmelerinde bu hususa ayrıca dikkat etmek
gerekir.
- Türk Borçlar Kanunu uyarınca, sözleşme yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve
öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple
ortaya çıkar. Sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini
dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu
henüz ifa etmemişse, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün
olmadığı takdirde kira sözleşmelerinde fesih hakkını kullanma hakkına sahiptir.
- Ev sahibi yasal hakkı olan kira bedelinde artışa gidebilir. Bu artış taraflar arasında imzalanan
sözleşmeye göre genelde TEFE – TÜFE oranı üzerinden olmaktadır. Eğer kiracı bu oranın
hakkaniyetli olmadığı kanaatinde ise bu durumda tespit davası açmalıdır. Açılacak olan bu tespit
davasında mahkeme emsal değerler ile kiralanan mülkün o günkü koşullar altındaki değerine,
piyasa koşullarında yeniden kiralanacak olursa hangi bedel aralıklarında kiralanabileceğine
bakacak olup hakkaniyeti de göz önünde bulundurarak bir karara varacaktır.
Tüm bu yazılanlar değerlendirildiğinde, tarafların hak kaybına uğramaması açısından işin
uzmanından yardım almaları gerektiği kanaatindeyim. Kalın sağlıcakla…
Av. Burcu SOYLU
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
26.01.2021 20:55:00