Rusya Ukrayna Savaşı
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Güvenlik ve terör uzmanı Dr.İmbat Muğlu yazdı:
25 Aralık 1991 günü Mihail Gorbaçov’un Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) liderliğinden istifa etmesin hemen ardında ülkenin parlamentosu, 15 devletin bağımsızlığını tanıdı ve Sovyetler Birliği resmen çöktü. Ukrayna’da 1991’deki demokratik referandumda ezici bir çoğunlukla bağımsızlığını ilan etti. Bu tarihi ana kadar Ukrayna her daim Sovyetler Birliği’nin temel taşıydı…Rusya için Ukrayna her zaman hassas bir denge olduğu kadar tarihsel, jeopolitik ve ekonomik olarak da önemli bir konuma sahiptir…Ukrayna SSCB’den ayrıldıktan hemen sonra yönünü Batı’ya çevirmiştir.
Sovyetler Birliği’nin çöküşünü fırsat bilen NATO kurulan yeni devletler ile ilgili yakın temasa girmiş ve üye yapmak için çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Nisan 2008’de gerçekleşen NATO Bükreş Zirvesi’nde Ukrayna’nın NATO üyesi olacağı belirtilmiştir. Kısa bir süre sonra Ukrayna ve AB ilişkileri Ortaklık Anlaşmasını imzalayacak kadar ilerlemiştir. Lakin Ukrayna’nın bu dönemde yaşadığı kötü ekonomik şartlar yüzünden Yanukoviç yönetimindeki Ukrayna Rusya’dan ekonomik yardım talep etmiştir.Bu talep ile AB süreci askıya alınmıştır. Bu durum Ukrayna’da olumsuz karşılanmış ve Yanukoviç yönetimine karşı binlerce insan Maidan alanında hükümeti protesto etmiştir. 2013’te gelişen Ukrayna krizi böylece başlamış oldu…Krizin bu denli büyümesinin en önemli sebebi ekonomik sıkıntılar, NATO ve AB’nin Ukrayna’ya insan haklarına ve özgürlüklere dayanan modern Avrupa anlayışını sunma vaatleridir. Ukrayna’da geniş çaplı halk ayaklanmaları ve gösterilerden sonra Ukrayna Başkanı Yanukoviç Kiyev’den ayrılmış ve Karkiv’e kaçmıştır. Kaçış sonrası Parlamento Yanukoviç’i görevinden almış yerine Olexander Turchynov’u geçici başkan olarak belirlemiştir.
Rusya bu durumu kabul etmemiş ve Ukrayna Parlamentosu’nun böyle bir yetkiye sahip olmadığını belirtmiştir. Bu sıcak gelişmeleri ve iktidar boşluğunu fırsat bilen Rusya Kırım’ı 27 Şubat’ta ilhak etmiştir. Rusya bu ilhakı yaparken daha önceden alt yapısını yapmış ve bölgenin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu tezini ortaya atmıştır. Alt yapısı Rusya tarafında hazırlanmış referandum 16 Mart tarihinde gerçekleşmiş ve oyların büyük çoğuluyla Kırım’ın Rusya’ya bağlanma isteği olduğu belirtilmiştir. Referandum uluslararası tanınırlık kazanmamış olsa da, Rusya Parlamentosu Kırım’ın ilhakını 21 Mart tarihinde tanımıştır. Bu hızlı gelişmeler sonrasında Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansks bölgelerinde bağımsızlık hareketleri ortaya çıkmış ve bu bölgelerde referandum sonrası bağımsızlıklarını ilan etmiştir.
Temmuz 2014’de Malezya Hava Yollarına ait bir uçağın Ukrayna hava sahası üzerinde vurulması ve yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybetmesi, krizi başka bir boyuta taşıdı. İncelemelerin ardından uçağın düşürülmesinde Rus yapımı karadan havaya atılabilen bir füzenin kullanıldığının ortaya çıkması, Rusya’yı ABD ve AB ile karşı karşıya getirdi. 2014-2015 yılları arasında Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya savaşı durdurmak için Minsk anlaşmalarının birkaç tekrarını imzaladı. Ancak anlaşmalar uygulanamadı ve çatışmalar binlerce askerin karşı karşıya geldiği bir siper savaşına dönüştü. 2014’ten bu yana Donbas bölgesinde Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasındaki çatışmada 15 binden fazla kişi ölürken, neredeyse bu sayının iki katı yaralının olduğu tahmin ediliyor. Bu gelişmeler başta NATO, ABD ve AB üyesi birçok ülkenin hoşuna gitmemiştir.
Öyle ki Ukrayna NATO üyesi olmamasına rağmen ABD ve NATO müttefikleri, Ukrayna’nın uluslararası kabul görmüş sınırları içindeki egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tam desteklerini ileri sürmüşlerdir. Bazı AB ülkeleri aynı görüşü beyan etmiş olsa da Almanya ve Fransa gibi ülkeler Rusya ile ikili ilişkilerin gelişiminden yana olmuştur. Hatta Almanya’nın öncülüğünde AB, Ukrayna ve Rusya arasındaki sorunu çözmek için liderlik etmiştir. Alman elitleri her zaman, Avrupa’da barış ve istikrarın Rusya’ya karşı değil, ancak Rusya ile sağlanabileceğine inanmışlardır (Meister, 2014). AB ve ABD, Rusya’nın komşu ülkelerin Batı yanlısı yönelimini önleme konusundaki kararlılığını kavrayamamış ve aynı zamanda bu ülkelerin demokrasisini ve egemenliğini desteklemek için yeterli karşı önlemlerle derhal yanıt verememiştir (Delcour & Wolczuk, 2015). Rusya-Ukrayna krizine karşı ABD’nin kirli Ortadoğu ve Afganistan hesapları, AB içinde ekonomik sıkıntıların ve lider boşluğunun olmasından dolayı Rusya’nın istediği gibi hareket etmesine zemin hazırlanmıştır. Bu krizde Rusya’ya karşı çeşitli yaptırımlar uygulansa da istenilen caydırıcılık sağlanamamış ve Rusya bölgede istediği politikaları yine yerine getirmiştir.
AB’nin en önemli komşularından biri Rusya aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi daimî üyesidir. Rusya Putin ile beraber eski gücüne kavuşma arzusu içerisinde olduğu gibi kendini dünyanın en büyük devletlerinden biri olarak görmektedir Rusya gelenekselmiş bir kültür gibi genel olarak çıkar odaklı politikaya sahiptir ve egemenlik, eşitlik, karşılıklı saygı ve faydalı iş birliği ilkelerine önem vermenin yanında, dünyayı da çok kutuplu olarak görmektedir.
Rusya tarih boyunca hep kendi çıkarına odaklanmaktadır. Rus lider Putin yönetime geçtiği günden beri yeni bir imparatorluk ve dünya çapında süper güç olma idealini gerçekleştirmektir. Bunu da teknolojik silah, araç ve gereç gücü ile yapmak istemektedir. Kırım’ın ilhakı ile bugün Ukrayna’ya yapılan saldırı en bariz örnekleridir. Putin, röportajlarda ve konuşmalarda, Ukrayna’nın kültürel, dilsel ve politik olarak Rusya’nın bir parçası olduğu görüşünü daha önce vurgulamıştı. Ukrayna’nın doğusundaki çoğunlukla Rusça konuşan nüfusun bir kısmı aynı fikirdeyken, batıda daha milliyetçi, Ukraynaca konuşan bir nüfus tarihsel olarak Avrupa ile daha fazla entegrasyonu destekledi. Temmuz 2021’de kaleme aldığı uzun bir makalede Putin, Ruslar ve Ukraynalılardan “tek halk” olarak bahsetti ve Batı’nın Ukrayna’yı yozlaştırdığını ve onu “zorla kimlik değişikliği” yoluyla Rusya’nın yörüngesinden çıkardığını öne sürdü. Buna karşı Ukrayna yönetimi “Rusya, Ukrayna’nın NATO ile yakınlaşmasını engelleyemez ve ilgili tartışmalarda söz hakkı yoktur.” Dedi… Bu kapsamda Rusya Ukrayna'nın NATO'ya girmesini kendisi için tehdit olarak görüyor ve bunu istemiyor.
Bu ve bunun gibi birçok sebep birçok bahane bugün savaşı getirdi. Ukrayna’da her gün 100’lerce insan ölüyor. ABD, AB ve birçok ülke savaşı kınamaktan öteye giderek Rusya’ya karşı uygulanan yaptırım ve ambargolar vasıtası ile Rusya ekonomik olarak çok ciddi bir zarara uğratıldı. Bir kesimde barıştan uzak ama savaşa yakın bir ruh haliyle Ukrayna Ordusu’na silah, mermi, bomba, füze kısaca ölüm getirecek ne varsa kısa sürede temin ederek savaş sahasına göndermekteler. Hal böyle olunca bu savaşın daha çok uzamasını isteyen kirli hesap tutucuların sahne etkili rol aldıklarına tanıklık etmekteyiz. Yakın coğrafyamızda baş gösteren bu savaşın bir an önce bitmesi en büyük temennimizdir. Bu savaş tez zamanda bitmese Putin’in sonunu getirecektir. Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesi sonrasında nerdeyse tüm dünya ülkelerini karşına aldı. Dünyaya kafa tutarcasına savaşa devam eden Putin neye ve kime güveniyor sorusuna verilecek tek cevap elindeki nükleer silahlar…(Bu köşe yazısını Suriye topraklarında yazdım. Ve eğer burada yaşananları yazmasam kendimden utanırım, milletimizden utanırım, an itibari ile çadırlarında çay içtiğim Suriyeli kardeşimizden utanırım…
Bugün Ukrayna’ya saldıran aynı Rusya 11 yıldır Suriye’de 100 binlerce masum insanın ölümünden milyonlarcasının ise vatanını terk etmesine sebep olmuş/olmaya devam etmektedir. Suriye halkının üzerine bombalar yağdırırken sivil, asker, kadın, çocuk, kurum veya kuruluş ayrımını hiç yapmadı…Ve 11 yıldır bu savaşı futbol maçı izler gibi seyirci olanlar ile bu savaşa sebep olan ABD, AB, NATO, BM ve diğerleri halen sus pus iken 6 gündür kontrollü devam eden Ukrayna Savaşı’nda ise bir anda Rusya’yı yerkürede yalnız bıraktılar. Suriyeli göçmenlere kapılarını kapatan, AYLAN bebek gibi binlerce bebek, çocuk, kadın ve erkeğin donarak, boğularak ölmelerine sebep olan AB şimdi Ukrayna’dan gelen göçmenler için topyekûn seferber oldular. Olmasın demiyoruz olsunlar ama her insana eşit mesafede olsunlar. Dil, din, ırk, millet ayrımı yapmadan insan olarak değerlendirilsin her savaş mağduru.. Gerçi biz ne dersek boş… AB’nin ayıbına ayıp katan Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov’un Ukrayna’dan kaçmak zorunda kalan mültecilerin Avrupa ülkelerine kabulü ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bunlar alıştığımız mülteciler değil. Bunlar ne yapacağımızı bilmediğimiz, geçmişi belirsiz insanlar, belki teröristler değil. Bunlar zeki insanlar, eğitimli insanlar. Bazıları Bilişim Teknolojileri uzmanları, yüksek nitelikli. Yani bu bizim daha önce karşılaştığımız mülteci dalgası değil. Bunlar Avrupalı insanlar, bu yüzden biz ve diğer tüm AB ülkeleri onları karşılamaya hazırız” dedi. “Bunlar Iraklı, Suriyeli değil. Bizim gibi beyaz, mavi gözlü, sarı saçlı insanlar. Onlar ölüyor!”, diyen sözde gazeteciler ve yorumcular oldu. YORUM SİZİN…)
İnsansa insan, çocuksa çocuk
Aynıydık aslında
Adımız; Anna, adımız; Aylan ,…
Ben babamın sırtında geçmek isterken suları sarılmıştım umuda
Olmadı, tutunamadım
Arkadaşım annesinin kucağında sokulmuştu sıcağa
Ayaza yenik düştüler, yaşayamadı
Oyuncak dolu yollarımız,
Kâğıttan gemilerimiz vardı denizin ortasında
İki yüzlü korsanlarla karşılaştık
Tanıyamadık…
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) - KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
07.03.2022 23:40:31