TARİHTE ÇOÇUK KATİLİ ERMENİLER (2)
(ERMENİ CEMİYETLERİ VE ZORUNLU GÖÇ)
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Tarih Araştırmacısı Yazar Sultan Aydın yazdı:
ERMENİ CEMİYETLERİ
Bu konuda ilk teşebbüs Adana bölgesinde 1860 yılında kurulan"Hayırsever Cemiyeti"dir.
Bunu"Fedakârlar Cemiyeti" takip etmiştir.
Van bölgesinde kurulan "Araratlı", merkezleri Muş'ta bulunan "Mektep Sevenler",
"Şarklı" "Kilikya" Cemiyetleri kurulmuş, bunlar daha sonra birleşerek "Ermenilerin Muttehid Cemiye¬ti" adını almıştır.
1880 yılında Erzurum'de "Silâhlılar Cemiyeti", "Milliyet perver Kadınlar Cemiye¬ti", "Ermenistan'a Doğru Cemiyeti",
1872'de Van'da "İttihat ve Halâs Cemiyeti",
1882'de yine Van'da "Karahaç Cemiyeti" kurulmuştu.
İstanbul'da"Ermeni Vatanperver İttihadı",Erzurum'da"Müdafaa-ı Vatandaşlar Cemiyeti" kurulmuştur.
Bilhassa bu cemiyet Erzurum'da düzenli askerî eğitim yapan çeteler yetiştirmiş silâh ve askerî depolar yaptırmıştır.
Bu cemiyetlerin çoğunluğunun kurucusu Kafkasya'lı ve Rus vatandaşı olan Ermenilerdi.
Çarlık Rusyası'nın yönlendirilmesiyle yapılan bu çalışmalar sonucunda önce HINÇAK Komitesi kurulmuş, daha sonra da bu komitenin ikiye bölünmesiyle Kafkasya'daki "Genç Ermenistan" e diğer adlar altında çalışan komiteler birleşmiş ve TAŞNAKSUTYUN (TAŞNAK) Komitelerini kurmuşlardır. Bu iki komiteden ayrı tamamen siyasî gaye ile kurulmuş RAMGAVAR partisi de mevcuttur.
ERMENİ İSYANLARININ HAZIRLIK SAFHASI
19. yüzyılda"Şark Meselesi"ni kendi menfaatleri istikâmetinde halletmek isteyen emperyalist devletlerin tahrik, teşvik ve yardımları İle Ermeni isyanlarına hazırlık olmak üzere pek çok "cemiyet" kurulmuştur.
Bu cemiyetler özellikle Rusya'dan büyük yardım görmüş, Ermeni din adamları ise bu cemiyetlerin başkanı ve çalışan üyeleri olmuştur. Hemen her yerde çıkan Ermeni ayaklanmalarında papazlar isyanların çıkmasında bizzat çalışmış, çoğu zaman bu ayaklanma ve katliâmları kendileri yönetmişlerdir.
Ermeni ruhani reisleri dinî görevlerini bir yana bırakıp işi tamamen politikaya dökmüşlerdir.
Türkiye'deki Ermeni ayaklanmalarının dışırdan destek gören çeteler kadar, Osmanlı Devleti'nin Ermenilere verdiği fazla serbestiden, yabancıların karışması ile suçluların cezalandırılmamasından ve maceraperestlerin bu tutumdan cesaret almalarından ileri geldiğini kabuletmek lâzımdır.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı Devletinin yenilmesinden yararlanan Ermeniler, Ayastefanos (Yeşilyurt) ve Berlin Anlaşmalarına doğu illerinde uygulanacağı yolunda bir madde konulmasını başarmışlar.
1877’de Hınçak (Çan) ve 1890’da Hay HegapohaganTaşnaktustyuf (Ermeni ihtilalcıları birliği) nin kısaltılmış şekli olan “TAŞNAK” adı ile iki komite kurulmuş,
MARXİST-Sosyalist fikirleri etkisinde kalan bu komiteler, Erzurum ve İstanbul 1882 tarihinden 1909 tarihine kadar geçen zaman zarfında adından bahsedilmeye değer 38 isyan çıkarmışlar, bu isyanlardan 30 kadarı 1895 ile 1909 yıllarıarasında gerçekleşmiştir. Kumkapı Ermeni patrikanesi önünde 1890 gösteriler:
(1892-1893) Kayseri, Merzifon,Yozgat ;
1894’de Sason ayaklanmaları ;
1896’da Galatadaki Osmanlı Bankasına baskın,
1905’de İkinci Abdülhamid’e karşı Yıldız suikastı düzenlenmiş,
1909’da Adana vakassını çıkarmışlar.
Birinci Dünya Savaşında geniş çaplı bir ayaklanmaya hazırlanmak üzere Anadolu içinde gizli silah depoları kurmuşlardır.
Erzurum milletvekili olan Taşnakçı Karakinpastırmaycıyan 1914 yılında Avrupa’dan Rusya’ya geçerek, Kafkaslara gelmiş, Türklere karşı savaşmak üzere gönüllü Ermeni “İNTİKAM” taburları kurmuştur.
Anadolu komiteleri de buralardaki Ermenileri silahlandırarak, düşman o bölgeye gelmeden Ermeniler bağımsızlık ilan yoluyla Osmanlı silahlı güçlerini iki ateş arasında bırakmışlar.
Bu sayı komitelerin isyan çıkarma hususundaki faaliyetle¬ri hakkında bize bir fikir vermektedir.
1914- 1915 yıllarında Ermenilerin Süleymanlı'da, Kayseri'de, Bitlis'te, Sivas'¬ta, Trabzon'da, Ankara'da, Adana'da, Urfa'da, İzmit ve Adapazarı'nda, Hüdavendi- gâr (Bursa)'da, Van'da, Musa Dağı'nda, Diyarbakır ve Ma'mûretü'l-Aziz'de birçok olay çıkararak insan akıl ve mantığının kabul edemeyeceği vahşetler sergilemişlerdir.
ZORUNLU GÖÇ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Bakanlığın müracaatı üzerine üç maddelik bir ka¬nun çıkarmıştır. Bu kanunla ordu ve bağımsız kolordu ve fırka kumandanlarına, karşı koyma, silahlı saldırı ve muka¬vemet gösterenlere şiddet kullanılması; askeri kurallara ay¬kırı davranışta bulunanlarla, casusluk ve ihanetleri söz ko¬nusu olacak köy ve kasabalar halkını ayrı ayrı veya topluca başka yerlere sevk ve yerleştirmeleri yetkisi verilmiştir.
27 Mayıs 1915 tarihinde alınan "sevk ve iskân kararı", bu kanuna dayandırılmıştır.
Zorunlu göç, Çanakkale, Kafkasya ve Suriye'de savaşan Osmanlı ordularının lojistik destek yollarına yakın yerleri ve bu yolları birbirine bağlayan üçgen içerisinde yer alan yerleşim alanlarındaki Ermeniler ile örgütlere destek veren tüm Ermenileri kapsamıştır.
Zorunlu göçten, Ermeni örgüt¬lerine destek vermeyen Ermeniler, sanatkârlar, iş adamları, askeri personel, yaşlı kadın ve erkekler ile kimsesiz çocuk¬lar, Protestan ve Katolik Ermeniler muaf tutulmuştur.
Göç ettirilmelerine karar verilenlerin, savaş alanına uzak olan Osmanlı topraklarından Suriye ve Şehr-i Zor bölgesine nak¬ledilmeleri kararlaştırılmıştır.
Naklin kolaylıkla gerçekleşti¬rilmesi için ana yollar ve tren yollarının seçildiği belgeler¬den anlaşılmaktadır.
Beş merkez, ana toplama alanı olarak belirlenmiştir. Sevk ve iskâna tabi tutulacaklara, hazırlık yapmaları için, genel olarak bir hafta ile onbeş gün arasında süre verilmiştir.
Göç emri veri¬len Ermeniler, çoğu defa 2000'er kişilik kafileler halinde sevk edilmişlerdir.
Kafileler,imkân nispetinde jandarma ko¬ruması altında gönderilmiştir. Ayrıca "sevk ve iskân" kararı alman şehirlerdeki Ermenilerin tü¬mü Suriye'ye nakledilmemiş, örgütlerle doğrudan ilişkisi görülmeyenler, çevre Anadolu şehir ve kasabalarına nakle¬dilmişlerdir.
Sevk ve iskân şeklinde tanımlanan Ermenilerin zorunlu göç kararının hemen ardından, 28 Mayıs 1915 tarihinde vi¬layetlere gönderilen talimatnameyle, göçe tabi tutulanların hangi şartlarda ve nasıl bir uygulamayla nakledilecekleri belirlenmiştir. Osmanlıca olan ve onbeş maddelik bu tali-matnamenin maddelerinin tümü, önemi dolayısıyla, aşağıda verilmiştir:
"Savaş ve olağanüstü siyasi zaruret dolayısıyla başka böl¬gelere nakilleri gerçekleştirilen Ermenilerin yerleştirilmele¬ri, yiyecek ve diğer ihtiyaçlarının temini hakkında talimat¬name.
GİZLİDİR
Madde 1- Nakli gereken halkın sevk edilmeleri, o bölge¬deki devlet memurlarınca yerine getirilecektir.
Madde 2- Nakledilecek Ermeniler, bütün kıymetli taşına¬bilirlerini ve hayvanlarını birlikle götürebileceklerdir.
Madde 3- İskân bölgelerine sevk edilen Ermenilerin, yol¬culukları sırasında, can ve mallarının korunması, yiyecekle¬rinin ve rahatlarının sağlanması, yolları üzerinde bulunan vilâyet görevlilerine aittir.
Bu konudaki herhangi bir gecik¬me ve ihmalden her kademedeki devlet görevlileri sorum¬ludur.
Madde 4- İskân bölgelerine varan Ermeniler, durum ve şartlara göre, ya bireysel olarak mevcut köy ve kasabalara eklenecek evlere veya hükümet tarafından belirlenecek köylere yerleştirileceklerdir.
Yeni kurulacak köylerin sağlı¬ğa zararlı olmayacak ve ziraat yapılabilecek yerlerde kurul¬masına bilhassa dikkat edilecektir.
Madde 5- İskân bölgelerinde, şayet köy kurulması için boş veya boşaltılmış devlet arazisi bulunamazsa, devlete ait çiftlik ve köyler bunun için tahsis edilecektir.
Madde 6- Ermenilerin yerleştirilecekleri köyler ve kasa¬balar ile yeniden kurulacak köylerin sınırlarının, Bağdat de¬miryoluna yirmibeş kilometre uzakta bulunması şarttır.
Madde 7- İlâve suretiyle köy ve kasabalara yerleştirilen Ermeniler ile yeni kurulan köyde iskân edilenlerin nüfus kayıtlarına esas olacak şekilde, her bir ailenin ismi, tanın¬dıkları lakapları, hangi sanata sahip oldukları, iskân bölge¬sine ne zaman geldikleri, ayırt edilmeksizin bütün bireyleri tek tek kaydedilerek defter haline getirilecektir.
Madde 8- Kararlaştırılan yerleşim bölgesine ulaşan bir kimsenin, bağlı bulunduğu komisyonun bilgisi olmaksızın ve devletin güvenlik güçlerinden belge almaksızın başka bölgelere gitmesi yasaktır.
Madde 9- Kararlaştırılan bölgelere ulaşan ahalinin, yerleştirilinceye kadar yiyecek ve içeceklerinin temini, muhtaç durumda bulunanların evlerinin yapılması, muhacirin tah¬sisatından karşılanmak üzere kesin olarak hükümetçe yeri¬ne getirilecektir.
Madde 10- Yiyecek-içeceklerinin temini, yerleştirilmeleri ve bununla ilgili uygulamalar ile halkın sıhhati konusunda,itina gösterilmesi, ayrıca sevk edildikleri için gönüllerinin hoş tutulması, bulundukları bölgenin en üst düzeydeki ida¬recileri başta olmak üzere Muhacirin Komisyonu'na aittir. Muhacirin Komisyonu bulunmayan yerlerde kuralına uy¬gun olarak kurulacaktır.
Madde 11- Yiyecek-içecek ve yerleştirme işlerinin aksatıl¬madan yerine getirilmesi için gerekli memurların tayini va¬lilere aittir.
Madde 12- Yerleştirilen her aileye, ekonomik durumu ve ihtiyacı göz önüne alınarak yeterli miktarda toprak verile¬cektir.
Madde 13- Arazinin niteliği ve tahsisi işleri muhacirin ko¬misyonu tarafından yerine getirilecektir.
Madde 14- Tahsis edilen arazinin sınırı ve kaç dönüm ola¬cağı belirlenecek ve sahibine geçici tahsis belgesi ile verile¬cek, daha sonra tapu ve emlâk işlerine esas teşkil edecek şe-kilde düzenli olarak deftere kaydedilecektir.
Madde 15- Ziraat yapan veya sanat sahibi olan ihtiyaç sa¬hiplerine, belli miktarda sermaye veyahut alet-edevat veri¬lecektir".
Yukarıda görüldüğü üzere Osmanlı Devleti, sevk ve is¬kân işlerinin doğru olarak yürütülmesi için teferruatlı bir önlem paketi hazırlamıştı. Ayrıca sevk edileceklerin geride bıraktıkları emlâkleri için de yine geniş bir talimatname göndermiştir. Bu talimatnamenin belli başlı maddeleri ise aşağıda verilmiştir:
1- Başka bölgelere nakledilen Ermenilerin geride bırak¬tıkları emlâk ve arazilerinin idaresi emlâk-ı metrûke komis¬yonlarına verilmiştir.
2- Köy ve kasabaların tahliyesinden sonra, nakledilen ahaliye ait binalar ve içindeki eşyalar, idare komisyonunca derhal mühürlenecek ve muhafaza altına alınacaktır.
BİR MİLLET İKİ DEVLET CAN AZERBAYCAN.
Yazı dizisi devam edecek.
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) - KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
18.05.2021 22:27:08