Vatandaşın Şikâyet Listesi!
KAFKAS HABER AJANSI
Kafkas Haber Ajansı (KHA) Yazarı Muhammet Şamil Kakça’nın, “Vatandaşın Şikâyet Listesi!” yazısı
Yerli yersiz haklı haksız;
Kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz.
Kime mikrofon uzatsanız dert küpü,
Kime söz hakkı verseniz mağdur ve mahzun,
Kime sorsanız şekva ve şikâyet deposu.
Arabada dolmuştu kahvede evde durakta ve vatandaş söylenip duruyor.
Bu söylemlerin içerisinde karşıt görüşte var,
Taraftarda var,
Hasımane bir tutum ile hareket eden de var.
Hakkaniyet ile konuşanda var,
Toplum için dertlenende var..
Vatandaşın söylenip durduğu şeyler hep ortak dertler ve sorunlar.
Nabzı tutulan vatandaşın şikâyet listesinden bazıları şunlar:
Vatandaş verginin eşit alınıp gelirin eşit dağıtılmamasından mustarip.. Sosyal adalet sosyal adalet deniliyor da nerede bu sosyal adalet.
Hastane kantinlerinde halkı niye soyduruyorlar. Neden halk kaz gibi yolunuyor.
Her tarafta beton yığınlarının yükseldiği şehrimizde nefes alabileceğimiz ve ailece oturabileceğimiz parklar yok maalesef..
İşsiz vatandaşta ekmeğe yüzde sekiz vergi ödüyor iş adamı da. Bu nasıl adalet?
İş alımları ve atamalar siyasetin elinden ne zaman kurtarılacak.
Yüz liralık benzinin seksen lirası vergi.. Dünyanın en pahalı benzini niye bizde?
Üç yüz lira dul maaşı ile üç çocuklu dul bir kadın nasıl geçinsin. Geçinmek için fuhuş mu yapsın?
İşsizlik yüzünden insanlar yerini yurdunu tek edip büyükşehirlere gitmek zorunda kalıyor. Bu göçlere dun denilmezse topraklar sahipsiz kalacak.
Köstebek yuvasına dönen bu şehrin yolları ne niye bir türlü düzelmiyor. Yazın yapılıyor kışın bozuluyor.
Çatı olukları gusülhane gibi çalışıyor. Kaldırımlardan insanların kafalarına yağmur ve kar suları akıyor. Böyle bir yapı ve şehircilik anlayışı olur mu.
Sigortalı çalışan oğlu var diye yaşlı bir kadının yaşlılık maaşı kesilir mi? Sigorta ile karın mı doyuyor. Al sana çağdaş şehircilik anlayışı.
Altı yüz elli dokuz lira işsizlik maaşı ile bir insan ailesini nasıl geçindirsin. Doğuda bir ton kömürün fiyatı bin lira..
Amerika ya göre yüzde kırk daha fazla vergi alınan bir ülke neden hala süper devlet değil.
Neden askerde hep gariban çocuklar ölüyor. Parası olana bedelli, olmayana ölüm bedeli..
Uzun tutukluluk süresi yüzünden hapislerde mağdur edilen insanlar suçsuz oldukları ortaya çıkınca gasp edilen hak ve hukukları ne olacak.
Adaletin neden tokmağı hep garibana iniyor. Hukukun tokmağı neden güçlüye geçmiyor.
Esnaf ve halk olarak dünyanın en ağır vergileri altında ne zamana kadar ezileceğiz.
Neden temel ihtiyaç maddeleri lüks sayılarak ağır vergiler alınıyor. Sahi tüketim vergileri ne zaman hafifleştirilecek.
İcralar ve icra kanunları yüzünden insanlar intihar ediyor. Yuvalar yıkılıyor. Evler dağılıyor. Düşene bir tekme neden devlet vuruyor. İcralarda neden icralık insanların malları kelepir fiyatına satılarak zorla insanlar borç altında ezdirilip intihara zorlanıyor.
Bizler ağır vergiler ödeyerek sıkıntı çekerken bizim vergilerimiz ile makam sahipleri saltanat sürüyor.
Faizler ve bankalar kanımızı emiyor. Faize savaş açanlar ekonomide sıfır faiz hayalini ne zaman gerçekleştirecek.
Belli kesimlerce korunan ve kollanan firmalar düzenli özenli sistematik olarak şişirilmiş faturalar ile halkı soyuyor. Milyonlarca insan hakkını arayacak bir muhatap ve melce bulamıyoruz.
Asgari ücretli maaşı yetmediği için ay sonunu kredi kartı ile getirmeye çalışıyor. Milyonlarca insan kredi kartı bataklığında ve icralık durumda.
Zenginin hortumladığı bankaların borcuna zaman aşımı gelirken fakirin çaldığı ekmeğe yirmi sene hapis geliyor.
İstanbul da ki çocuk ile Kars’ın ücra bir köyünde ziftli zeminlerde, kara tahtalarda ve birleştirilmiş sınıflarda eğitim gören çocuktan aynı sonuç nasıl bekleniyor.
Siyasetin arka bahçesi olan tüzel kuruluşlar rant ve talan yeri olmuş. Yandaş ve yoldaşların talan yeri olan tüzel kuruluşlar seçimle değil atama ile seçilsin.
Enflasyon bu kadar düşük seviyelerde ise bu pahalılık neyin nesi. Bölgesel enflasyon genel enflasyonun çok üstünde..Gerçek enflasyonun tespiti neden temel gıdalar ve tüketim üzerinden yapılmıyor?
Memurlar arasındaki korkunç maaş eşitsizliği ne zaman düzeltilecek. Aynı işyerinde masa başındaki teknisyen, memur ve işçi arasında maaş uçurumu var.
Kuyumcu ve müttehit memur kadar vergi veriyor devlete ama onlar trilyoner memur ise acından ölüyor. Bu işte bir tezat yok mu?
35 Sene devlete hizmet ediyoruz aldığımız ikramiye ile bir gecekondu bile alamıyoruz.
Bu şehirde imar katliamı yaşanırken birileri bu katliamı sadece seyrediyor.
Vergisini en namusluca ödeyen memurlara verilen zamlar vergi dilimi gaspıyla geri alınıyor. Bu kesimler buna layık mı?
“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amaçlanan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan 6284 Sayılı Kanun yuvaları yıkmaya ve mağdur etmeye devam ediyor.
İŞ-KUR insanları on sekiz ay umut olup çalıştırıyor. Ama sonrası yine işsiz bırakıyor. Ne anladık.
İşsiz üniversiteli gençlerin sayısı artıyor. Üniversitelerdeki gereksiz bölümler işsiz üniversiteli yetiştiriyor. Üniversiteli isyanı hiç bir şeye benzemez.
Bu memlekete devlete ait okul, yurt veya kurum açmaya gelen değil fabrika açmaya gelen siyasetçi görmek istiyoruz.
İş alımlarında mülakat adalet ve hukuka uymuyor. Birçok insan bu durumdan ve uygulamadan şikâyetçi.
Şehrimizde dolmuş fiyatları çok yüksek ve bu durum kimsenin umurunda değil. Hep altta kalan halkın canı çıkıyor.
Hayvancılık şehrinde eti İstanbul’dan daha pahalı tüketiyoruz. Etin kilosu kırk lira. Allah kabul eder mi?
Kış gelince benzin, yakıt, sebze ve meyve iki katına çıkıyor. Bu memlekete neden vergi indirimi yapılmıyor.
Mahrumiyet bölgesi olan ve kışın sekiz ay sürdüğü bir şehirde kömür dolara endeksli olunca asgari ücretli bir insan üç ton kömür parasını nereden bulsun. Maaşını kömüre verse kış boyu ne yesin içsin.
Yeşil kartlı için ev yapılıyor ama neden evler götürülüp şehir dışına yapılıyor. Yeşil kartlı doğalgazı normal insanlarla aynı tarifeden nasıl ödesin.
Yoksulluk sınırının 4.723 lira, dört kişilik bir ailenin mutfak masrafı 1405,30 lira ve açlık sınırının 1.362 lira olduğu bir ülkede milyonlarca işsiz ve milyonlarca asgari ücretli nasıl geçiniyor diye soran yok.
Toplumun alım gücü borçlanma ile arttı. Milli gelirin artması ile değil!
Taşeron elinde sömürülen işçilere kim sahip çıkacak. Üç kuruş maaş veren taşeron yetmemiş gibi birde işe aldım haracı alıyorlar.(sorun çözülmek üzere)
Memleket de ruhsatlı kan emici bankaların yanında levhasız bir sürü tefeciler var ve bunlar yuva yıkıyor. Bunlara kim dur diyecek.
Evet, yukarıdaki şikâyet listesi uzayıp gidiyor.
Toplumların her katmanında gelen itiraz ve şikâyetlerin bazıları garazkarane ,siyasi görüş ve düşmanlık ve taassuptan ileri gelse de de akıl ve mantık çerçevesinde bakıldığı zaman ülkemizde çarpık uygulamalar, eksik icraatlar, çözüm bekleyen sorunlar, revize edilmesi gereken kanunlar, hatalı icraatlar ve işlerin olduğu da bir gerçek.
Temennimiz yeni bir yılda yetkililerin halkın sesine kulak vererek mağduriyetlerin en aza indiği, her kesimin sevindiği ve memnun olabileceği bir ülke konumuna gelmemizdir.
Yeni bir takvim yılında
Böyle gelmiş böyle gider,
Bu kafayla düzelmez,
Yargılarının yıkılıp
Laf yerine işin yapıldığı
Günü kurtarmak yerine
Ülkenin kurtarıldığı
Karşılığı olmayan vaatler yerine
Gerçekçi icraatların yapıldığı
Bir ülke olmayı umut ediyoruz. Vesselam.
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI
02.01.2018 12:18:04