Kafkas Haber Ajansı (KHA) yazarı, Dolunay Derneği Başkan Yardımcısı Faruk Ocak’ın “Farkındalık AN’dır, AN ise tekliktir” yazısı:
Farkındalık AN’dır, AN ise tekliktir
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Kafkas Haber Ajansı (KHA) yazarı, Dolunay Derneği Başkan Yardımcısı Faruk Ocak’ın “Farkındalık AN’dır, AN ise tekliktir” yazısı:
Gündelik konuşmalarımızda da çoğu zaman sözümüzün etkisinin farkında olmayız. Öylesine, gelişi güzel fikir beyan eder ve sözümüzün karşımızdaki kişiyi ne şekilde etkilediği, onu rencide edip etmediği konusunu düşünmeyiz bile. Sürekli konuşup hiçbir şey söylemeyen birçok insan vardır sizin de gözlemlediğiniz gibi. Konuşmuş olmak için konuşurlar. Bu durumlarının da farkında bile değildirler.
Aslında insanların çoğu farkında olmaktan korktukları için çok konuşurlar veya sürekli bir işle meşgul olmaya çalışırlar. Hiçbir işleri yoksa da ya televizyon seyrederler veya müzik dinlerler. Bu tür davranışların altında hep kendisi ile baş başa kalma korkusu yatar. Çünkü kendi ile baş başa kalmak, kendinin farkına varmak demektir ve bu durum pek çok insanın hoşuna gitmez.
Neden insanlar kendileri ile baş başa kalmaktan hoşlanmazlar hiç düşündünüz mü? Çünkü kendi ile baş başa kalan insan o anın farkına vararak yalnız olmanın derinliğini yaşar. İnsanlar an’da değil zamanda var olmayı tercih ederler.
Zaman geçmiş ve geleceği içerirken, an ikisini de dışlar. Geçmişte hatıralarımız, gelecekte ise ümitlerimiz ve beklentilerimiz vardır. Yani geçmiş ve gelecek çokluktur. An ise tekliktir. Geçmiş ve geleceğin çokluğunda kendimizin dışında birçok insanı ve olayda vardır.
Oysaki şimdiki an içinde biz ve dikkatimizi gerektiren konudan başka hiçbir varlık yoktur. Farkında olmak da bizim konumuzla bütünleşmemiz demektir. Yani, ikilik yerini tekliğe bırakmış demektir.
Şimdiki anda korkutucu bir yalnızlık vardır. Çoklukta huzur ve güven buluruz. Çokluk oldu mu bizi koruyan, bize sahip çıkan ve seven varlıklar vardır. Ama an içinde teklik (birlik) vardır ve bu durum pek çok insanı huzursuz yapar.
Zaman içinde yaşayan insan büyüme gereği duymaz. Sürekli onu koruyan ve seven varlıklarla sarılı olduğundan sürekli bir çocuk olarak yaşamını sürdürebilir. Zaman bizim güven duygumuzu besler ve bizim farkında olmamızı engeller. Farkında olmak demek an içinde yaşamak, yani şuurlu ve uyanık olmak demektir.
Yaşam koçunuz sizsiniz!
Bunun için de insanın kendi ile baş başa kalıp yüzleşmesi gerekir. Bir diğer ifadesi, insanın kendini tanıması gerekir. Oysa kendini tanımak ve kendisiyle yüzleşmek, bazı duygu ve düşünceleri bilinçaltına bastırıp sonra nedeni anlaşılmayan, sıkıntılar, korkular, karamsarlıklar yaşamaktan çok daha iyidir.
Üstelik bu modern çağda her insana kendi tarzına uygun şekilde ona destek verecek, terapi yapacak ya da yaşam koçu olarak rahat yürümesini sağlayacak pek çok fırsat varken, sıkıntıyla yaşamayı seçmek zaman kaybı değildir de nedir? Aslında en iyi yaşam koçu insanın kendisidir ama zaman zaman dış destek almakta çok yararlı olabilir…
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK