Hocalı Katliamının 27. yıl dönümü münasebetiyle Iğdır-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneği tarafından Kültür Merkezinde düzenlenen anma programı yapıldı.
Hocalı Katliamı 27. Yıldönümünde Anıldı
KAFKAS HABER AJANSI / SERDAR ÜNSAL
Hocalı Katliamının 27. yıl dönümü münasebetiyle Iğdır-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneği tarafından Kültür Merkezinde düzenlenen anma programı yapıldı.
Programa Vali Enver Ünlü, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuri Guliyev, 26. Dönem Iğdır Milletvekili Nurettin Aras, Adil Aşırım, Cumhur Belediye ittifak adayı İsa Yaşar Tezel, Prof. Dr. Kerem Karabulut, Prof. Dr. Aygün Attar, Iğdır-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneği Başkanı Ziya Zakir Acar,Milli Eğitim Müdürü Hakan Gönen,Türkiye Azerbaycan Dostluk Dernkleri Genel başkan Yardımcısı Serdar Ünsal,siyasi parti temsilcileri, davetliler ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti milli marşlarının okunması ile başlayan program; kısa film gösterimi, konuşmaların yapılması ve konferans ile devam ederek plaket takdiminin ardından sona erdi.
Milletimizin Hocalı'daki insanlık dışı katliamın acısını her zaman yüreğinde taze olarak hissettiğini belirten Vali Enver Ünlü; ‘‘1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde tüm insanlar doğuştan yaşama hakkına sahip olduğu güvence altına alınmıştır. 1948 yılının üzerinden çok geçmedi ancak bu katliamlar yaşandı. Tıpkı Saraybosna’da olduğu gibi, tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi ve tıpkı Kurtuluş Savaşı öncesinde Iğdır-Erzurum-Kars’ta yani bu coğrafyada olduğu gibi… Ama Türk Milleti olarak bizlerin, binlerce yıllık tarihimiz boyunca başımızı yere eğecek, yüzümüzü kızartacak hiçbir utanç sayfamız yoktur. Bizim, Türk-İslam aleminin yaşadığı bu acıları hafızalarımızda diri tutmamız gerekiyor. Bu yaşanılan acılar bizi, birbirimize daha çok kenetliyor ve bu acılara bütün dünyanın dikkatini çekmemizi sağlıyor. Hocalı katliamı, tarihte görüşmemiş zulüm, baskı ve işkencenin yaşandığı, yüzlerce soydaşımızın, çocukların ve annelerin katledildiği, insanlık tarihinin en utanç verici katliamlarından birisidir. Azerbaycanlı kardeşlerimize yapılanları bıkmadan, usanmadan tüm dünya kamuoyuna ısrarla anlatmalıyız. Eminiz ki Türkiye-Azerbaycan devletleri kopmaz bağlarıyla daha da güçlenerek bölgesinde istikrar abideleri olacaktır. Bu acıları hep taze tutmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla her iki kardeş ülkenin yüzüncü yılları münasebetiyle şehrimize Sn. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kazandırılacak olan Millet Bahçesinin isminin de Azerbaycan-Türkiye Yüzüncü Yıl Kardeşlik Parkı olacağının müjdesini vererek bu güzel haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben bir kez daha Hocalı Katliamında hayatını kaybeden aziz şehitlerimiz başta olmak üzere Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyetlerinin bekası için şehadete ulaşanları ve ebediyete intikal eden devlet büyüklerimizi rahmet, minnet ve saygıyla yad ediyorum.’’ dedi.
Prof. Dr. Kerem Karabulut ,”Ermenistan'la ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye'den çok Ermenistan için önem arzetmektedir. Çünkü Türkiye Ermenistan için adeta bir dünyaya açılma yolu konumundadır. Oysa Türkiye için Ermenistan pazarı dikkate alınmayacak kadar küçük bir pazardır. Yaşanan gelişmeler göstermektedir ki, gelecek uzun yıllarda bu iki ülkenin sosyo-ekonomik ilişkilerinin gelişmesi olanaklı gözükmemektedir. Çünkü, Ermenistan hem Azerbaycan'ın topraklarının 'sinin işgal altında tutmaktadır hem de Türkiye'den toprak talebi, soykırım iddiası ve tazminat gibi talepleri bulunmaktadır. Bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye dış baskılara boyun eğerek kapıları açarsa; 1- Azerbaycan Türkiye ile olan ilişkilerini hemen kesecektir. 2- Azerbaycan-Rusya işbirliği dönemi başlayacaktır ki, bu ne ABD'nin ne Türkiye'nin ne de AB'nin istediği bir şey olur. 3- Bu gelişmelerden dolayı, Ermenistan sınır kapılarının açılmasıyla Türkiye'nin elde edeceği kazanımlar, kaybedeceklerinden çok az olacaktır. 4- Sorunlar halledilmeden kapıların açılması, Ermenistan'ın yanlış politikalarında ısrar etmesi için cesaretlenmesine sebep olacaktır. Çünkü, Türkiye'nin şimdiye kadar uygulanan politikalara boğun eğdiği bundan sonra da kapıları kapatmayı göze alamayacağı gibi bir kanı oluşturacaktır.”diye