Kafkas Haber Ajansı (KHA) Yazarı Muhammed Şamil Kakça’nın, “Mış Muş Cehaleti” yazısı:
Mış Muş Cehaleti
Kafkas Haber Ajansı (KHA) Yazarı Muhammed Şamil Kakça’nın, “Mış Muş Cehaleti” yazısı:
(Mış Muş Dili Yerine Sus Dilini Kullananlar)
Yalanın baş tacı edildiği, doğruluk ve sıdkın öldüğü toplumumuzda gıybeti, iftirayı, propagandayı ve düşmanlıkları körükleyen en önemli kişiler mışlı muşlu dilli insanlardır.
Bu tip aklı kıt insanların oranı küçümsenmeyecek kadar çoktur.
Bu tip protip insanlar ve topluluklar her yerde karşımıza çıkar.
Bunların bilgileri kitaba, sağlam ve kayıtlı kaynaklara asla dayanmaz.
Bunlar daha çok geveze ve cerbeze akıllı insanların sözleri ile beslenirler.
Bilgi ve birikimlerini kulaktan duyma sözler üzerine bina ederler.
Bilgi referansları ilim, fikir, hakikat, hikmet altyapısı içermez.
Kültürel ve tarihi kodları yoktur.
Aklını kullanmayıp kendisine yük eden,
Feraset ve basireti kapalı,
Olay ve hadiseleri hikmet hakikat ölçeğinde değerlendiremeyen,
Gerçekleri akıl ile mukayese ve muhakeme yapamayan,
Bilginin kaynağına bakmadan peşin hüküm ile hareket eden,
İşin iç yüzünü araştırmak yerine sözü getiren ve söyleyen adamlara itimat eden,
Ham bilgiyi alıp vicdan ,insaf ,ahlak, feraset süzgeçlerinden geçirmeden başkasına aktaran bu kesimlerin bütün referansları maalesef mışlar ve muşlar dır.
Cehaletin geveze kargası olan bu kesimler hayatlarını mışlar muşlar ile geçirirler.
Bu tipler araştırmak incelemek tetkik etmek ve öğrenmek yerine başkalarının doğruları ile amel ederler.
Hayatlarını başkalarından duydukları mış ve muş rivayetleri ve söylemleri ile geçiren bu mış muş akıllıların bilgileri haliyle yalansız, gıybetsiz, hatasız ve iftirasız olmaz.
Yuvaları yıkan, şahısları küçük düşüren, kişiliklerine halel getiren, değerlerini tenzil eden, yalan, iftira, gıybet, propaganda ve düşmanlık fitnelerini mişli muşlu dilleri ile ateşlendirmeye devam ederler.
Bilgiyi değerlendirecek kriter kıstas ölçü ve mizanları olmayan bu yığınlar her zaman kötü, pis, adi, basit, değersiz ve silik sözlerin hamalı ve taşıyıcısı olurlar.
Başkalarının yalan-yanlış, iftira dolu, çürük ve fos, temelsiz ve ispatsız bilgileri ile hakikat adamlığı ve doğrucu davutluk taslarlar.
Oysaki bize ulaşa şahit olduğumuz duyduğumuz her söz fikir düşünce iddia veya beyan doğru olmayabilir. Çeşitli kesim ve kanallardan kulağımıza oradan kalbimize giren sözleri hemen kabul edip lakırdısına başlayıp mış muş etmek yerine mihenge vurmak gerektiğini Bediüzzaman Said Nursi şöyle enfes bir şekilde izah etmektedir. Hiçbir müfsit ben müfsidim demez. Daima sureti haktan görünür. Yahut cerbeze akıl ile yani: batılı hak, yanlışı doğru gösterir. Hiç kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz sözleri mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette ve içtimai hayatta geziyor. Hatta benim sözümü dahi ben söylediğim için hüsnü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki de bende müfsidim bilmeden ifsat ediyorum. Öyle ise her sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın. Mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalpte saklayınız. Bakır çıktıysa bedduayı arkasına takınız bana gönderiniz.
İşte bizleri mış ve muş cehaletinden kurtaracak risale-i nur dan dan güzel ve hakikatli bir düstur.
Rivayete dayalı, aslı astarı belki olmayan, kulaktan kulağa geçtikçe mahiyeti değişen ve başkalaşan nice Mış ve muşlu söz cehaletinden bizi kurtaracak uyarılardan birisi de “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz. Ayeti kerimesidir.
Mış ve muş toplumu olma felaketine bizi götürmekten alıkoyacak peygamberin şu sözleri çok manidardır. Allah ve Ahiret Gününe inanıyorsanız ya hayır konuşun ya da susun. Kişinin her duyduğunu başkasına aktarması günah olarak ona yeter. Boş sözleri terk etmek İslam’ın güzelliğindendir.
Mışlı ve muşlu ağız ve fikir yapısı yerine hikmetli aklı tercih eden insanlar her alanda ve ölçekte doğru ve gerçek bilgiye aklın hikmetli yönüyle ulaşmış.
Hikmet sahibi akıllar silik, çürük, bozuk, temelsiz, mesnetsiz sözlere değil kitaptan, doğru kaynaktan ve birinci ağızdan çıkan söz, düşünce, fikir ve söylemlere itamat edip kabul etmiştir.
Aklın hikmetini tercih edenlerin ham bilgileri ilim, marifet, vicdan, insaf ve hakkaniyet süzgeçlerinden geçmedikten sonra asla dile ve lisana dökülmez.
Aklın hikmet mertebesini tercih edenler, sözlerinin ucunun nereye varacağını hesap eden, konuşacağı sözün alt yapısını dolduran, konuştuğu sözlerin sonuçlarını hesap eden kişilerdir.
Hikmet sahibi insanların sözleri iftira yalan gıybet kokusu taşımaz,
Hikmet sahipleri kendilerine gelen bilginin kaynağını, kimden geldiğini, ne maksat ile söylendiğini söyleyen kişinin kişiliğini, ilmi, ahlakı ve hakkaniyetini göz önünde bulundurarak değerlendirirler.
Feraset basiret izan sahibi olan hikmet akıllı insanların boş, fuzuli, gereksiz, faydasız sözleri olamaz. Zira hikmet sahibi bilir ki çok söz yalansız ve hatasız olmaz.
Doğru ve kaynağından, ispat edilmiş, tecil edilmiş, örnek olmuş, tarihsel kültürel içtimai bilgiler mış muş suretinde aktarılması ve anlatılmasında beis yoktur. Çünkü geçmiş olan hadise vakia ve olaylar bu dil ile anlatılır. Önemli olan yalan yanlış temelsiz mesnetsiz ön yargılı ve taraflı olan bilgileri verileri mış muş dili ile anlatıp zulme iftiraya gıybete yalana yanlışa ve hataya v e iftiraya ortak olmamaktır.
Unutmayalım ki,
Hayatımızı fesada veren
Unsurları birbirine düşman eden,
Toplumda sosyal barışı dinamitleyen,
Aramızdaki nurani rabıtalar olan dostluğu ve kardeşliği bozan,
Toplumda infiale sebep olan,
Toplumu kamplara ayıran bir hastalık, veba ve illet mış ve muş dilini kullananlardır.
Mış muş dili yerine sus dilini kullananlar hem hakka ve hukuka girmezler hem de her yalanın gıybetin, iftiranın, batıl, çürük, kof ve gereksiz sözlerin toplumda yayılmasına aracılık etmemiş olurlar. Vesselam.
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI