KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK Prof. Dr. Ali Osman Engin yazdı; Korona kriziyle değişen risk yönetimi
Prof. Dr. Ali Osman Engin yazdı; Korona kriziyle değişen risk yönetimi
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Prof. Dr. Ali Osman Engin’in, “Farklı Ülke ve Toplumlarda Yaratılan Krizlerin Satın Alınmasından Kendi Sınırları İçerisinde Yaratılan Krizlerin İhraç Edilmesine!..” yazısı:
Küreselleşme olarak ifade edilen ve sıcak savaş taktiklerinin hemen hemen hepsini kullanarak konvansiyonel ve kimyasal silahlarla yaratılan riskleri satın alan küresel güçlerin çizdikleri senaryolar ve bu senaryolarla sahneledikleri savaş oyunları; geçmişten günümüze adeta kendi ifadeleriyle Tanrı’yı evrensel sistemin dışına iterek yeniden bir yaratılış ve buna bağlı olarak yeni bir dünya düzeni ve nizamı kurmaya çalışan ve yine kendilerine para ve üst akıl sahipleri yakıştırması yapılan derin ve girdaplı çevreleri rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlık; tahammül edemeyen ve yok edici batı medeniyetinin şaşmaz özelliği olarak kendi eniğinin etini bile yiyen kudurma emareleriyle su yüzüne çıkmıştır. Çin bir doğu ülkesi olsa da kendisine verilen rolleri yerine getirmektedir.
Çünkü sıcak savaş teknolojileriyle yaratılan krizlerin satın alınması yoluyla sahnelenen oyunların sonuçları her zaman beklendik ve istendik yönde gelişmemektedir. İşte yaşanan küresel olaylara bu ve benzeri bakış açılarıyla yaklaşıldığı zaman, konvansiyonel savaş teknolojileri ve sosyal medya araçları ile yeniden dünyaya düzen vermeye çalışan Amerikan derin devletiyle, bu derinliğin de ötesinde bir derinliğe sahip olan üst akıl ve para sahipleri arasında derinlemesine bir mücadelenin olduğu gerçekliği anlaşılacaktır. Donald Trump’ ın Amerika’nın başına getirilmesi de bu mücadelenin Amerikan derin devleti lehine gerçekleşen bir sonucu olmuştur. Donald Trump Amerikan derin devleti tarafından kendisine verilen statü gereği rollerini dünyanın her tarafında kendi yarattığı demokrasi ve insan hakları risklerini çok ucuza satın alarak yeniden demokrasi ve insan hakları inşa projeleriyle sahneye koymuş ve özellikle bizi ilgilendiren boyutları; Güneydoğu hendek kalkışmaları, Gezi Olayları, 15 Temmuz iç savaş ve kaos senaryoları yaşanmıştır. Bu olayların öncesinde yaşadığımız darbeler, 12 Eylül ve öncesi deneyim ve tecrübeleri üzerinde de ayrıca durulabilir.
Trump’ın Dünya Sağlı Örgütü (DSÖ) nezdinde başlattığı mücadele ve şimdilik soğuk savaşın temelinde bu argümanların olduğu kabul edilmelidir. Gerçekten dünya sağlık sektörü olarak özellikle ilaç üretimi ve tüketimi üzerinde konumlanılan rant dünya ölçeğinde en büyük finansal kalemi oluşturuyor. Bu alanda yapılanlar ve sahnelenen oyunların sonuçları her zaman düşünüldüğü ve tasarlandığı gibi ortaya çıktığı, muhtemelen herhangi bir beklenmeyen sapmanın olmadığı müspet bilimler kapsamında kabul edilebilir. Denildiği gibi üst akıl ve para sahipleri Amerikan derin devletiyle girmiş oldukları mücadele çerçevesinde kendilerine hizmet edecek bir askeri ve teknolojik güç devşirme çabası içerisine girmiş olacaklar ki, Çin’e bu bakış açısıyla yaklaşmışlardır. Belki bu ittifak dahilinde biyolojik çalışmalar hız kazanmış, Wuhan kentindeki biyoloji araştırmaları laboratuvarları kullanılmıştır. İster bu merkezlerde üretilmiş olsun, ister doğal süreçlerle ortaya çıksın Covid 19 virüsü Çin ve arka plândaki üst akıl ve para sahipleri tarafında bütün dünyaya bilinçli bir şekilde yayılmıştır. Çünkü Çin’in Wuhan kentinde bu salgın ortaya çıktığında; hemen diğer tüm Çin şehirleriyle olan irtibatı kesilmiş, uçak ve diğer taşıma araçlarıyla yapılacak seyahatler durdurulmuştur. Anca Wuhan’dan dünyanın her tarafına uçak ve her türlü seyahate izin verilmiş ve hatta teşvik edilmiştir. Kısacası virüs dünyaya bilerek ve plânlı olarak yayılmıştır. DSÖ de bu senaryonun bir parçası olmuştur. Devlet olarak Amerika’nın bu durumun farkında olmaması imkânsızdır. Çin az çok başına gelecekleri bildiği için, devlet başkanı tarafından savaşa hazır olunması talimatı verilmiştir.
Çin kontrollü olarak! Kendisinde yaratılan sağlık krizini dünyaya ve özellikle çanağına çomak sokan ülkelere ihraç ederek hazırlanan senaryonun geri kalanını tamamlamıştır. Ya da en azından öyle sanmaktadır. Bu derin suların çok daha derinine inildiği zaman ise, oyun içerisinde oyunların olduğu ve ilerde ortaya çıkacak yeni durumlarla ilgili alınması gereken vaziyetler konularında ortaya koymaya çalışacağım hipotez ve denklemlere değineceğim. O detaylarda Çin’in bölünüp parçalanması, Irak, Suriye ve tüm Ortadoğu temelinde Türkiye’ nin yıldızının parlamasına tepki olarak örtülü ve açık kaos senaryolarını bulacaksınız. Şu an itibariyle buzdağının sadece gözüken kısımlarına değinmek istiyorum.
Çin’ in, arkasına aldığı güçlerle beraber oynadığı oyunlar, anlaşıldığı kadarıyla Amerikan derin devleti tarafından anlaşılmış ve kendi ölümcül virüs benzeri restini çekme hesapları yapmaya başlamıştır. Amerika içerisinde bir beyaz polisin siyah bir Amerikalıyı bağırta bağırta katledip öldürmesi, adeta canlı çekimle tüm ülkeye ve dünyaya servis etmesi normal ve sıradan bir durum değildir. Bu arada Trump’ın verdiği beyanatlar ve sosyal paylaşımlar da kesinlikle üzerinde durulması gereken ip uçları ve etken parametrelerdir. Bana göre Amerikan derin devleti kendi sınırları içerisine dönmüş ve Çin’de yaratılarak dünyaya servis edilen sağlık krizinden yola çıkmış ve bu oyunu yine kontrollü bir toplumsal kriz senaryo ve projesi yoluyla Çin gibi kendinde denemeye koymuş ve dünyaya ihraç etme yolunu seçmiştir. Amerika’nın bu toplumsal krizi ihraç edeceği yerlerin anatomileri ve kodları çözülmeye çalışılmaktadır. Vurgulamaya çalıştığım gibi bu sıcak bölge ve ülkeler hazırlıklı olmalıdır. Bu yerlerin başında Çin geliyor. Bu yörüngede yeni kriz bölgelerinin tespiti muhtemelen yapılmıştır veya yapılacaktır. Arap baharlarıyla nasıl ki beklenen yazlar kışa dönüştürülmüşse, sanıyorum Çin sonbaharıyla da bir daha baharlara ulaşılamayacaktır. Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı vahşet ve soykırımın kendi sonunu getirecek taşıyıcılardan birisi olacağına inanıyor ve Allah’ın adaletine güvenerek bekliyorum.
Son günlerde sınırlarımız içerisinde ve dışında terör saldırı ve saldırı teşebbüslerindeki kıpırdanmalara da bu çerçeveden bakılmalıdır ve güvenlik tedbirleriyle beraber sosyolojik ve psikolojik tedbirlerinde mutlaka alınması üzerinde durulmalıdır. Toplumsal birlik ve beraberliği daha etkili bir biçimde tesis edecek eylem ve söylemlere yer verilmesi, sırf siyasi rant devşirme adına ötekileştirici ve kutuplaştırıcı günübirlik yaklaşımlardan vazgeçilmesi mantığıyla devletin başta olduğu, kuzgunların konacağı leşlerin olmadığı bir algının yerleştirilmesi önemlidir. Diyarbakır’ da vatan, namus ve bayrak nöbeti tutan kahraman evladımız polis memuru Atakan ARSLAN’ ı kalleş ve kahpece emperyalistlere uşaklık adına şehit eden satılmış hain ve iman yoksunu ite lâyık olduğu ceza verilecek ve akıttığı kanda boğularak geberip gidecektir. Bilsin ki büyük Türk Devleti ve onu kanı ve canı pahasına yaşatan civanmertler ezelden ebede var olacaktır. Şehadet şerbetini içen kahraman askerlerimizi ve polis memurumuzu rahmet ve saygıyla anıyorum. Hepimizin başı sağ olsun.
Bu bakış açısıyla tüm terör yuvaları mümkün olan en kısa zaman içerisinde dağıtılmalı; mütedeyyin, vatansever, dostunu-düşmanını çok iyi bilen, bu uğurda canını verebilen tüm vatandaşlarımızın bu ülkenin en asli unsurları oldukları, bir parmağın eti ve tırnağı oldukları bilinci ve şuuru çok daha sıkı olarak tahkim edilmelidir. Unutulmamalıdır ki birbirlerinden kız alıp kız verecek kadar bütünleşen insanların ayrısı ve gayrısı olamaz. Örneğin Suriye ve Irak’ın bölünüp parçalanmasıyla toz pembe hayaller kuranların hevesleri kursaklarına gömülmüş ve hayallerinin peşinden koşma teşebbüsleri kendi ecelleri olmuştur. Aslında onlara bu eceli hazırlayanlar, unutulmamalıdır ki akşam sabah kendilerine tırlar dolusu silah verenlerdir.
Küreselleşen ve adeta sınırların ortadan kalktığı dünyamızda, ırkçılık temeline dayalı, demokrasi kültürünü öteleyen, yüzyılların ötesinden yaşantı, tecrübe ve deneyimlerle gelen tarih bilinci ve şuuruna, milli kültür, devlet, vatan, bayrak, iman temelinde vücut bulan milli ve yerli devlet yapılanmalarını reddeden oluşumların ömrü ya bir kışlık, ya da bir kuşluk (kısa bir sabah vakti) olacaktır.
Ülkemizin her tarafında olması gerektiği gibi, özellikle kırsal bölgelerdeki eğitim kurumları ve üniversitelerimizde; birlik, beraberlik, dünya ve ahiret kardeşliği merkez veya enstitüleri kurulmalıdır. Bu enstitülerin işi bu konularda yerel ve ulusal ölçeklerde proje çalışmaları yapmak ve tüm dünyaya bu konularda insani mesajlar vermelidir. Bunu yapacak alt yapı ve bilgi birikimine sahibiz. Adı, rengi, cinsi, cibiliyeti ne olursa olsun bu ülkede nefes alıp yaşayan ve millet olarak bizleri bir arada tutan değerlerimize değer katan her bireyimiz bu liyakat ve ferasete sahiptir. Bütün mesele bu cevherin işlenmesi ve vitrinlerde alıcılarına sunulmasıdır.
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK