Prof. Dr. Cevdet Bozkuş’dan ‘‘Türkiye’de Deprem Gerçeği” konferansı KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş’dan ‘‘Türkiye’de Deprem Gerçeği” konferansı
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Dede Korkut Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Cevdet Bozkuş ‘‘Türkiye’de Deprem Gerçeği: Pazarcık-Elbistan Depremleri ve Kars’ın Depremselliği’’ konulu bir konferans verdi. Bozkuş, 1766 yılında meydana gelen Marmara depreminin yeniden beklendiğini ve en çok İstanbul’un etkileneceğini söyledi.
Kafkas Üniversitesi Ahmet Arslan Kongre Merkezinde düzenlenen konferans depremde hayatını kaybedenlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Konferansta Türkiye’de son 122 yılda 6 ve üzeri büyüklüğünde 226 depremin meydana geldiğini söyleyen Dede Korkut Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Cevdet Bozkuş, “Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fayı üzerinde geçmişte depremler meydana geldi. Bu depremler günümüzde de devam ediyor. Doğu Anadolu Fayı (DAF); yaklaşık 550 kilometrelik uzunluğa sahip olan ve Türkiye’nin en önemli aktif yapılarından birisini oluşturan DAF, Kuzey Anadolu Fayı Zonu ile kesiştiği Karlıova’dan güneybatıya doğru Göynük Vadisi, Bingöl Ovası, Palu, Baltaşı, Hazar Gölü, Sivrice, Fırat Nehri Vadisi, Doğanyol, Şiro Çayı Vadisi, Çelikhan, Kuruca Ova, Erkenek Ovası, Gölbaşı Çukurluğu ve Pazarcık üzerinden Türkoğlu’na ulaşmaktadır. Doğu Anadolu fayının Elazığ depremlerinden sonra güneybatıya doğru kırılarak ilerleyeceği bekleniyordu. 1900 yılından sonra olan depremler; 1971 Bingöl, 2003 Bingöl, 2010 Elazığ-Karakoçan, 2020 Elazığ-Sivrice, 2020 Elazığ-Kavaktepe, 2020 Malatya-Pötürge depremleri 7 küçük olmuşlardır. Daha sonra Gölbaşı-Türkoğlu arası kırılması beklenirken Gölbaşından Hataya kadar fayın kırılması ile 7.7, fayın Elbistan güneyindeki kuzey kolunun kırılması ile de 7.6 ikinci depremin olması beklenmiyordu. Ancak 1513 yılından beri suskun olan bu bölüm 510 yıl sonra kırılması ile boşalan enerjinin sonucu ağır olmuştur. Böylece DAF’nın Palu-Bingöl arasındaki kısmı dışındaki parçaları kırılmıştır. Bu bölümün kırılmasından sonra DAF bir tam kırılma serisini tamamlamış olacaktır. O Halde Bingöl-Palu arası kırılacak ve 7’den büyük deprem oluşturacaktır. Bu hat yakınındaki yerleşim merkezleri bundan etkileneceği için hazırlıklı olmak gerekir.” dedi.
ELAZIĞ DEPREMİ SONRASI YAPILAN UYARIYI DİKKATE ALAN ÇIKMADI
Elazığ depreminin ardından Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarısının dikkate alınmadığını ifade eden Bozkuş, “Doğu Anadolu Fayının Gölbaşı, Pazarcık, Türkoğlu ilçeleri ve Hatay arasındaki yaklaşık 250 kilometrelik kırılması ile 06.02.2023 günü saat 04.17’de merkez üstü Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğünde meydana gelmiştir. Deprem kayıtlarına göre en son 1513 yılında 7’den büyük depremler ürettiği biliniyor. Prof. Dr. Naci Görür 24 0cak 2020 Elazığ depreminden sonra fayın bu kesimine dikkati çekmiş gerekli tedbirlerin alınmasını istemiş, ancak bu ikazları ciddiye alan bir yetkili çıkmamıştır. Daha sonra 7.6 büyüklüğündeki deprem Gölbaşı kuzeyinden ayrılan Doğu Anadolu fayının kuzey kolu olan, Sürgü ve Çardak faylarının kırılması ile aynı gün saat 13.24’de Elbistan depremi meydana gelmiştir. Aynı günde bu kadar iki büyük depremin olması depremin etki alanı genişletmiş, başta Kahramanmaraş olmak üzere Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay ve Kilis illerimiz bu depremden etkilenmiş, hasar derecesi artmıştır. İlk depremde yıkılmayan binalar 2. depremde yıkılarak daha fazla can kaybına yol açmıştır. Ayrıca depremlerin büyüklüğü hasar ve can kaybının fazla olacağını gösteriyor.” diye konuştu.
KUZEY ANADOLU FAYINDA 91 YILDA YAŞANAN DEPREMDE 66 BİN 853 İNSAN ÖLDÜ
Kuzey Anadolu Fayı üzerinde magnitüdü 6 ve daha büyük olan 30’dan fazla deprem olduğunu, depremlerde 66 bin 853 insanın hayatını kaybettiğini, yaklaşık 500 bin yapının tamamen yıkıldığını ve ağır hasar gördüğünü de anımsatan Bozkuş, “Geçtiğimiz yüzyılda bu fay üzerinde yaşanan en büyük iki deprem 1939 yılında 7.9 şiddetindeki Erzincan depremi ile 1999 yılındaki 7.4 Gölcük depremleridir. 1939 Erzincan depremini takiben Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 1942 Erbaa-Niksar, 1943 Tosya-Ladik, 1944 Bolu-Gerede, 1951 Kurşunlu, 1957 Abant-Bolu, 1967 Adapazarı, 1992 Erzincan, 1999 Gölcük, 1999 Düzce’de oluşan büyük depremlere bakıldığında bunların doğudan batıya doğru göçen bir depremler zinciri şeklinde gerçekleştiği görülür. Fayın kırılan parçalarının üzerlerinde biriken stresin bir kısmını uçlarında bulunan diğer fay parçalarına transfer ettikleri tespit edilmiştir. 1909 – 2000 yılları arasında bu fay üzerinde, magnitüdü 6 ve daha büyük olan 30’dan fazla deprem olmuş ve depremlerde 66 bin 853 insan hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 500 bin yapı tamamen yıkılmış ve ağır hasar görmüştür.” diye konuştu.
YAKINDA İSTANBUL DEPREMİ BEKLENİLMEKTEDİR
1766 yılında yaşanan Marmara depreminin yakında yeniden beklendiğini ve bu depremin başta İstanbul olmak üzere 6 ili etkileyeceğini de söyleyen Bozkuş açıklamasını şöyle sürdürdü: “Marmara faylarından biri yada ikisinin kırılması ile 7.2 ile 7.6 büyüklükleri arasında deprem üreteceklerdir. Bu faylarda en son 1766 yılında büyük bir deprem oluşmuştur. Yakında beklenen bu deprem başta İstanbul olmak üzere Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova ve İzmit illerinde etkileyecektir. En çok İstanbul etkilenecektir. Nüfusu 16 milyon üzerinde olan İstanbul’da bina sayısı 1 milyon 373 bin 13’dür. 2000 yılı öncesi 818 bin 339, 2000 yılı sonrası ise 554 bin 674 bina yapılmıştır. 2018 imar barışı ile 317 bin binaya yapı kayıt belgesi verilmiştir. O zaman bu tablo değerlendirildiğinde Marmara depremi ile ne kadar binanın etkileneceği yaklaşık bellidir. 24 yıldır yakın bir tarihte olacağı belli olan bu depremin başta İstanbul olmak üzere Marmara denizi çevresindeki illerdeki etkisi fazla olacaktır. Belki de son yüz yılların en büyük can ve mal kaybının olacağı deprem olacaktır.”
KARS VE ÇEVRESİNDE GEÇMİŞ YILLARDA DEPREMLER MEYDANA GELMİŞTİR
Kars ve çevresinden 4 farklı fay hattının geçtiğini de kaydeden Bozkuş, “Kağızman, Digor, Çobandede ve Ermenistan-Spitak fay hattı ilimizin çevresinde bulunmaktadır. 995, 1131, 1319 1605 yıllarında depremler olmuş ve 1605 depreminden sonra Ani Ören Yeri terkedilmiştir. 1925 yılında meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem Ardahan merkez, ilçe ve köylerini etkiledi. 4 köy tamamen yıkılırken diğer köyler hasar gördü. 140 can kaybı olmuştur. 1926 yılında 5.7 büyüklüğündeki deprem Akyaka ve 15 köyde hasara yol açmıştır ve 355 can kaybı olmuştur. Ermenistan tarafında Gümrü ve köylerinde hasar meydana getirmiştir. 1935 yılında 5.8 büyüklüğündeki deprem Digor merkez ve 15 köyde hasar yapmış ve 200 can kaybı olmuştur. 1936 yılında 4.5 büyüklüğündeki deprem Kağızman merkez, Kötek, Karakaş ve Ağveren köylerini etkiledi. Köylerde hasara yol açarken can kaybı olmamıştır. 1976 yılında 5.5 büyüklüğünde olan deprem Ardahan’ın güneyi, Göle, Kars-Susuz ilçesi ve köylerini etkilemiş ve özellikle Susuz köylerinden Gölbaşı, Kırkpınar, Küçük Çatak, Büyükçatak, Kurugöl, Doyumlu, Davul ve Kayadibi hasar görmüştür. 1983 yılında 6.8 büyüklüğünde Horasan kuzeyi Gerek, Muratbağı, Kızlarkale ve Çamlıkale köyleri ve Sarıkamış-Karaurganın bazı köylerinde etkili olmuştur. Özelikle Horasan köylerinde etkili olan bu depremde 1155 kişi hayatını kaybetmiştir. 1988 yılında 6.9 büyüklüğünde olan deprem, Ermenistan tarafında 20'den fazla şehir ve kasabayı 342 köyü etkilemiş ve 25 bin can kaybına sebep olmuştur. Aralık ve Çıldır ilçelerini de etkilenmiştir. Bu durum günümüzde de yaşanması muhtemeldir. Geçmişte yaşanan depremler fay hattının uzunluğuna göre yenilenebiliyor. Tam tarih veremiyoruz ama olabilme imkanı mevcuttur.” dedi.
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK