KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK Teyo pehlivanla korona virüsü ve dijital dünya sohbeti!..
Teyo pehlivanla korona virüsü ve dijital dünya sohbeti!..
KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Prof. Dr. Ali Osman Engin’in, “Teyo pehlivanla korona virüsü ve dijital dünya sohbeti!..” yazısı:
Sevgili dostlar, hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Tüm insan ve hayvan kılıklı virüslerden uzak, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Kendine göre bir hayvan kılığında (hücre yapılı) virüslerden korunma yolları var ve bu tedbirleri alanlar bu virüse muhatap bile olmuyorlar. Ancak virüsün insan kılıklı olanı daha tehlikelidir ve kullandığı en etkili silahı da, sizin ona duyduğunuz güven ve itimat duygusudur. Hainliklerini bu duygu üzerinden yaptıkları için kolay kolay fark edilemezler. Hainliklerini yaptıktan sonra anlaşılırlarsa da, belki iş işten geçmiş olabilir. O karakter, ar ve namus fukaraları bu varsayımdan hareket etseler de, kesinlikle çalışan devlet erki bu hainlerin yaptıkları ihanetleri tüm ayrıntılarıyla yüzlerine mutlaka çalacak ve nefeslerini kesecektir. Çünkü zulüm arşa ulaştığında zalimlerin ingılazı çok yakın olur!.. Bu zekâ özürlü zorba ve zalimlerin kurdukları tezgâhları ifşa edip, kabahatlerini yüzlerine vuracak meczup delilere ihtiyaç vardır. Normal standartlarda bir insan bunu yapamaz. Onun için diyebilirim ki, güzel Hasankalemizden bu tür insanlar çekildikten sonra emin olunuz ki Hasankalenin tadı tuzu kaçmıştır.
Bildiğiniz üzere Teyo Pehlivan bir hayal ustası ve değer yaratıcısıydı. Hayal ustası deyip geçmemek gerekir. Bunu hangi özellik veya hangi karakterle yaparsa yapsın, ister akıllı veya ister deli olarak yapsın, günümüz dünyasında eğitim ve öğretim alanında bir “hayal eğitimi” konu başlığı vardır ve çocuk gelişimi ve eğitimi açısından kritik bir değer ve öneme sahiptir. Bilindiği gibi, hayal hep geleceğe dönük olarak kurulur. Geçmişe dönük pek hayal kurulmaz. Öyleyse hayal geleceğin tasarımı ve öngörüsüdür. Gençlerimizin en temel sorunlarından birisinin geleceğin öngörüsü olan hayal etme ve hayal kurma noktasında olduğunu belirtmek istiyorum. Eğer Teyo Pehlivan bu formatıyla batı toplumlarında yaşamış olsaydı, bugün post modern bir Donkişot olarak yerini almış olurdu. Batı toplumlarında bu ve benzeri konu alanlarında çok meşhur olan kişilerin belki de arka plâna düşen yaşam hikayeleri daha karmaşıktır. Beni işin bu boyutu ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren; Teyo Pehlivanın ortaya koyduğu felsefe ve hayal boyutundan eğitim ve öğretim alanına yapabileceğimiz katkılardır. Bunu yapabilecek birikim ve donanıma sahip olduğumuza inanıyorum.
Hasankalemizin maküs talihini yenmesi ve bir çıkış noktası yakalayabilmesi için, bu ve daha başka alanlarda da olabileceği gibi, kadim değer ve normlarını canlandırıp, küresel ölçekte dünyaya pazarlama potansiyel ve iradesini ortaya koyabilmesi oldukça anlamlı ve önemlidir hatta kaçınılmazdır. Aziz dostlar, Teyo Pehlivan Felsefesi benim isimlendirdiğim gibi “imkânsızı mümkün kılan” bir felsefedir. Teyo Pehlivan bu manada bir hayal kurar, bu hayale kendisi de tam olarak inanır, o hayal dünyasında bir problem yaratır ve o problemi Teyo Pehlivana, o gün imkânsız gibi algılansa da gelecekte akla ve mantığa uygun düşecek bir şekilde çözdürür. İşte işin püf noktası burasıdır. Bugün ilk ve ortaöğretim kademelerinde yürütülen eğitim programları çerçevesinde öğrencilerin edindikleri öğrenmelere dayalı olarak geleceğe dönük hayal kurmaları istenmektedir. Kısacası bu durum, edinilen öğrenmelerin bir ölçüde ürüne ve teknolojiye dönüştürülmesi olarak da ifade edilebilir. Milli Eğitim Bakanlığının eğitim sorunlarımızın çözümü için benzer konu başlıkları üzerinde çalıştıklarını ifade edebilirim.
Teyo Pehlivan bir anlatımında; Atatürk kendisi ve İsmet İnönü’nün ava gittiklerini, avda uçan ördekleri avlamaya çalıştıklarını ifede ediyor ve Atatürk’ün atıp vuramadığını, İnönü’nün de vuramadığını ve Atatrürk’ün Teyo Pehlinana dönüp “-Pehlivan hele birde al sen at” dediğini ve kendisinin silahta kalan tek mermiyi çıkarın içindeki çekirdekleri boşaltıp sadece iki çekirdek koyup mermiyi silaha sürdüğünü, atışı yapıp silahı yere koyduğunu belirtiyor. Daha sonra Atatrürk’ün dönüp; “-yahu pehlivan yukarıdan bir vızıltı geliyor o nedir?” Diye sorduğunda, “Paşam benim çekirdeklerden birisi ördeğin birisini indirdi diğeri de öbür ördekleri dolandırıyor “ dediğini anlatıyor.
Değerli dostlar şimdi gelin o fıkrayı analiz edelim. Teyo Pehlivan en başta bu hikayenin kahramanlarını seçerken halk nezdinde değeri olan popüler kişileri seçmiş olması, kendisi açısından bir değer yaratma çabasıdır. Atatürk ve İsmet İnönü’yle beraber ava gitmek başlı başına bir ayrıcalıktır. Diğer püf noktası ise, fıkra içerisinde yarattığı problemdir. O problem Atatürk’ün sorduğu vızıltı problemidir. Teyo bu problemi çözerken, o an itibariyle imkânsız olduğu düşünülebilen bir tarzda çözmüştür. Yani diğer çekirdeğin diğer ördekleri dolandırdığı şeklinde çözmüştür. Ancak Teyo Pehlivan bunu ifade ederken henüz hedefe kilitlenip, vuruncaya kadar hareket eden hedefi dolandıran güdümlü füze veya mermi icat edilmemişti. Dahası Teyo Pehlivanın böyle bir savaş teknolojisinden de haberi yoktu ve bilmezdi. Ama bugün o mermi ve füzeler vardır ve tam Teyo Pehlivanın hayalindeki gibi hareket eden hedefi vuruncaya kadar peşine takılmaktadır.
Sevgili dostla ben Teyo Pehlivanı işte bu noktadan işlemeye ve dünya literatürüne katmaya çalışıyorum. Aynı zamanda küresel olay ve olguları mizahi olarak anlatıp dikkat çekmek istiyorum. Bunu da tüm Hasankale ve Hasankaleliler için yapmaya çalışıyorum.
Hadi şimdi gelin Teyo Pehlivanı öbür dünyadan getirip söyleşimize başlayalım;
Ali Osman Hoca: “-Yahu Teyo Emi sen hoş geldin, safalar getirdin. Gözümüz yollarda kaldı. Bülirmısen hemde korktuk. Dedik yoksa orada da karantinamı var diye endişe ettik!..”
Teyo Pehlivan: “Ola hoca sen ne diyirsen. Orada ele karantina marantina olmaz. Orada olacakların faturası burada kestirilip öyle gidiliyor. Bak hoca o faturaların tam garşılığı ne ise vallahi onu veriyorlar. Kim ne derse desin ne fazlası ve nede noksanı var. Burada Hakka tutunarak ayağa kalkmaya çalışanlar inan hoca orada tim tikine geziyorlar. Ama burada hakkı inkâr edip çalıp çırpanlar da yemin ederim tepe üstü yerlerde süründüriller. Sene bir şey diyim mi? Bak sizin ha burada ödüzi gopardan ano Korona Virüsü var ya, hah işde ona da oradan tenbihatlarda bulunulmuş. O da kendisine verilen görevleri yerine getiriyor. Siz azıcık daha yoluzi yordamızi düzeltsez emin ol sizi tutmayacak. Bende ona bizim galalılari tutma dedım. Oda bene söz verdi de, siz etrafıza, sağıza, soluza dıgget edın Haktan ve adaletten ayrılmayın. Kimsenin malına, canına tecavüz etmeyin. Namazdan ve abdestten ayrılmayın. Bağhiram temizlikten bahsedirler. Ola işte onnarın temizlik dediği bizim abdestimiz değil mi? Temam buna dıgget edersez sizi tutmiyacak!..”
Ali Osman Hoca: “-Peki Teyo Emi, bu dijital, mijital dünyadan ve sanal yaşamdan bahsediliyor. Bu nedir? Sen ne dersen bu işe?”
Teyo Pehlivan: “-Ola oğul bende onu diyecektim. Senin bu dijital dediğin dünyayı ben size o tarafa gitmeden anlattığım sanal fıkra ve hikâyelerle sunmadım mi? Benim size anlattığım hayallerim taa o zaman geleceğin tasarımı ve düşünsel formları değil miydi? Senin dijital dediğin dünya benin fıkralarımdaki bir varmış birde yokmuş dünyası değil mi? Dijital dediğin dünya ekrana yansıyan dünya ise, benim ekranıma düşenleri de ben size hayallerim olarak yani benim dijital dünyam olarak sundum. O zaman anlayamamıştınız. Şimdi bakıyorum senın merfetınle anlamaya başlamışsınız. Buna da şükür. Buda yeter. Yahu hoca Allah aşkına bu dünyanın gerçeği nedir? Her şey bir hayal değil mi? Hoca işte bu dünyayı küresel ölçekte yönettiklerini düşünenler, insanları hayalleriyle baş başa bırakmaya ve gerçek dünya işlerini de yeniden yaratacaklarını iddia ettikleri yapay zekâlarla yapmayı hesaplıyorlar. Bana göre bunun provalarını yapıyorlar. Essahdan da şu anda bütün insanları evlerine kapatmıyorlar mı? Evet kapatıyorlar. Her ihtiyaçlarını nakit para kullanmadan sanal ortamlarda yaptırmaya çalışıyorlar mı? Evet. Bak hoca, hani bu dünyada hep deriz ya, öbür dünyada Cennete gidenler istediklerini sadece hayal ettiler mi hemen önlerine gelir. E tamam işte bu dünyanın hayali de işte o sanal ekranlar değil mi? Hoca senin dijital dediğin dünya işte bele bir şey olması gerekir. Hem bu anda sizin borsada milletın değerini çok böyük miktarda kaybeden hisse ve senetler benim dediğim gibi bir sonuçtur. Bak hoca davulun sesi yassıdan sora çıkar ya!.. Hah bak bu işlerin sonucu daha tam olarak anlaşılmış değil. Bu Korona mıdır morona mıdır virüsü millete bir yerlerde var olduğu mekânlardan tutup millete musallat edenler çok önemli riskler yaratmışlar ve ilerde dönüp bu riskleri çok ucuz maliyetlerle satın alacaklardır. Gene dünya ölçeğinde şu devlet veya bu devlet farkı yok, esas itibariyle dünyayı her seferinde yeniden düzene koyan ve arka plânda yöneten ve gerçek manasıyla üst akıl, insanların ve onların oluşturduğu devlet yapılarının ulaştıkları zenginlikleri bir çırpıda ellerinden alarak belki de nakit para dolaşımını yok etmeyi plânlamışlardır. Bunu neden yaptıklarını bir sonraki hamle belirleyecektir. Muhtemelen oda; ellerinden alınacak nakit para ve değerli şeylerini kaybeden insanlık gerçek manada işte o güç ve otoriteye kölelik yapacaklardır. Hoca şimdi işin ne olduğunu anladın mı?”
Ali Osman Hoca: “-Yahu Teyo Emi, iyi ki sen bunları anlattın. Bizim nerden aklımıza gelecek. Gurban olim sen sakın bizi boş bırakma. Vallaha yel ögünün yağmuru oluruz. Vay namussuzlar vay!.. Bizde oturmuş yok şu devlet yaptı, yok bu devlet yaptı diye onların izlerini kaybettiriyoruz. Meğer işin aslı başkaymış.”
Teyo Pehlivan: “-E hoca tabi ki ele!.. Sizin haberiniz yok mu? Onlar insanların yaratılışının ilk mimarı Allah’tı. Şimdi ikinci yaratılışı biz yapacağız diyorlar. Onu da mevcut insan formatını bozup yok edip, yapay zekâdan oluşan yeni bir toplum yapısı yapmak şeklinde tasarlıyorlar.”
Ali Osman Hoca: “-Teyo Emi ağzan sağlık. Allah senden razı olsun. Sen olmasan bunları biz bunları düşünemezdik. Anlıyorum vaktin dar. Seni daha fazla tutmayalım. Yolun izin açık olsun. Orada bizimkilerden de haberin olsun. Tekrar buluşmak üzere. Allah’a emanet ol.”
Teyo Pehlivan: “-Sağol hoca, gendıze dıgget edın. Milleti birbirine düşürenlere fırsat vermeyın. Ben orada bu büyük millete daha verilecek görevler var diye duydum. Gendizi buna göre hazırlayın. Herhalki vakit yaklaşıyor. Benden demesi!..”
(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK